Başlangıç / Beslenme & Psikoloji / Adölesanlarda Kafein Tüketimi Nasıl Olmalıdır?

Adölesanlarda Kafein Tüketimi Nasıl Olmalıdır?

adölesan

    Kafeinin  ilaç olarak uyarıcı etkisi vardır. Doğal olarak dünyada 63 bitkinin yaprak, tohum ve meyvesinde bulunmaktadır. Saf kafein, kahve çekirdeklerinden elde edilmektedir. Sindirilen kafein ince bağırsaklardan, birkaç dakika içerisinde organlara ve dokulara ulaşmakta ve hızlı bir şekilde kullanılmaktadır.

Kafein Hangi Besinlerde Bulunur?

    Günlük yaşamda tükettiğimiz çay, kahve, kolalı içecekler ve çikolata en iyi kafein kaynaklarıdır. Ayrıca bazı ilaçlarla (ağrı kesiciler, soğuk algınlığı-grip ilaçları, zayıflama ilaçları, bazı reçeteli ilaçlar) da önemli miktarda kafein alınmaktadır. Son yıllarda büyüyen içecek sektörüyle birlikte, enerji içeceklerinin de özellikle gençlerin kafein tüketiminde etkili olduğu bildirilmektedir.

    Bağımlılık yapıcı maddeleri kullanmak, kafein tüketimine zemin hazırlayabilir. Bireylerin %30.4’ü bağımlılık yapıcı madde olarak sigara, %3’ü alkol kullandığını belirtmiştir. Sigara içenlerin %88.8’i kafeinli içeceklerle birlikte sigara içtiğini belirtmiştir. Dünyadaki kafein tüketiminin %54’ü kahveden, %43’ü çaydan ve %3’ü diğer kaynaklardan elde edilmektedir.

Adölesanlarda Kafein Tüketimi

    Adölesan dönemdeki çocuk ve gençlerin beslenme alışkanlıklar yaşamlarının ileriki yıllarını etkilemektedir. Adölesan çağı, bireyin gelişiminde kritik ve önemli bir dönemdir. Adölesan dönemi büyüme ve gelişmenin insanda en hızlı olduğu, çocukluktan erişkinliğe geçişi kapsayan özel bir dönemdir. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) 10-19 yaş grubunu adölesan, 15-24 yaş grubunu gençlik dönemi olarak tanımlamaktadır.

    Isparta’da yer alan okullarda öğrenim görmekte olan adölesan dönemi  öğrencilerinin kafein tüketimi ve kafein tüketimini etkileyen etmenlerin incelenmesine yönelik yapılan bir araştırmada ; adölesanlar kafeini sırasıyla en fazla çay, kola, neskafe ve kafeinli yiyeceklerden almaktadırlar. Enerji içeceklerinden alınan kafein miktarı ise oldukça azdır.

    Çay en fazla kahvaltıda, kola ara öğünlerde, neskafe ise daha çok ders çalışırken tüketilmektedir. Kızlara göre erkekler daha fazla kafein tüketmektedirler. Adölesanlar kafein tükettiklerinde daha kolay işe odaklandıklarını ve kafeinin zihinsel yeteneklerini arttırdığını düşünmektedir.

Kafeinin Yan Etkileri

    Kafein toleransın geliştiği, alışkanlık oluşturan bir maddedir. Daha düşük dozlarda dikkatte artma gibi hoş etkiler yaratarak santral sinir sitemini uyarır. Bu çalışmada, her gün aldıkları miktardan daha az miktarda kafein içeren içecekler veya gıdalar aldıklarında bireyler en fazla oranda baş ağrısı deneyimlediklerini belirtmiştir.

    Santral sinir sistemini uyarıcı etkisinden dolayı kafein uykusuzluğa yol açar. Kafein, günlük kafein alımı ile bağlantılı bir şekilde uykuyu etkiler.   

    Öğrencilerin  kafein tüketimi ve haftalık uyku alışkanlıklarının incelendiği bir çalışmada, daha fazla miktarda kafein tüketiminin daha kısa gece uyku süresi ile uyumaya başladıktan sonra uyanma süresinde artma ve gündüz uyku süresinde artma ile ilişkili olduğu saptanmıştır. Yaklaşık 300 mg kafein alma, günlük uykunun 2 saat azalmasına ve uyanık kalınan sürenin iki kat artmasına neden olmaktadır.

    Kafeinin kalsiyum eksikliğine yol açtığı belirtilmektedir. Çünkü kafein, çeşitli vitaminlerin, kalsiyum ve demir gibi minerallerin emilimini engeller, kalsiyum depolanmasını olumsuz etkiler. Bu ise kemik yoğunluğunu azaltarak sonuçta kemik erimesiyle karşı karşıya kalınacağı kuşkusu uyandırır. Kafeinin kemik mineral yoğunluğu üzerine etkisi ile ilgili çalışmaların sonuçları kafein miktarı ve örnekleme alınan bireylerin yaş gruplarına göre farklılık göstermektedir.

   Sonuç olarak; adölesan  bireylerin orta düzeyde kafein tükettikleri, ancak bu miktarın gelecekte kafein yoksunluğu belirtileri gelişmesi için zemin hazırlayabileceği söylenebilir.

   Adölesan döneminde fazla miktarda kafein alımına zemin hazırlayabileceğinden, çocuklara özellikle ödül amaçlı veya akrabaları ve tanıdıkları tarafından sevgi belirtisi olarak çikolata verilmemeli, bu konuda bireyler uyarılmalıdır.

    Aile bireyleri dengeli beslenme kurallarına uyarken tükettikleri kafeinli gıdaların miktarlarının farkında olmalıdır. Özellikle çocukların gıda ve kolalı içeceklerden tükettikleri kafein miktarı dikkatlice izlenmeli, bunların bazı sağlık sorunlarına ve gelecekte fazla miktarda kafein alımına zemin hazırlayabileceği göz önünde bulundurulmalıdır.

 

 

 

 

Kaynakça:

Finnegan D The health effects of stimulan drinks. British nutrition foundation Nutrition bulletin 2003; 28: 147-155.

Gilbert RM (1984). Caffeine Consumption. Prog Clin Biol Res, 158, 85-213.

Jarvis MJ (1993). Does caffeine intake enhance absolute levels of cognitive performance? Biomedical and life sciences and medicine, 110: 1, 45-52.

Köroğlu E (1994) Mental bozuklukların tanısal ve sayımsal el kitabı DSM-IV. Amerikan Psikiyatri Birliği, Hekimler Yayın Birliği, 262-266.

Küçer N (2010). The relationship between daily caffeine consumption and withdrawal symptoms: a questionnaire-based study.Turk J Med Sci, 40: 1, 105-108.

Loyacano SL (1999). The relationship between caffeine consumption and study habits. School Administrator, 56: 3, 6-12.

Luciano M, Kirk KM, Heath AC, Martin NG. (2005). The genetics of tea and coffee drinking and preference for source of caffeine in a large community sample of Australian twins. Addiction, 100, 1510-1517.

Harland, B.F. (2000). Caffeine and nutrition. Nutrition, 16(7-8), 522-6.

International Food Information Council Foundation (2008). Caffeine & health: clarifying the controversies, Washington DC.

Kayapınar, F., ve Aydemir, R. (2014). Lise öğrencilerinin beslenme bilgi ve alışkanlıklarının incelenmesi. International Journal of Science Culture and Sport, (2), 21-38.

Hakkında: senayalcin12

Buna da bakın

PCOS VE BESLENME

Polikistik Over Sendromu (PKOS) Nedir? İlk önce PCOS nedir? Hangi bireylerde daha sık görülür? Hastalığın …

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.