Hangi soruya cevap arıyorsun?
Geçmişten günümüze dünyanın pek çok yerinde farklı biçimlerde sunulmuştur. Bir fincanına kırk yıllık hatır sığdırdığımız “kahve”nin öyküsü, kültürümüze ait pek çok özelliği anlatmaktadır.
Kahve, Arap asıllı bir sözcüktür. Kahve adının nereden geldiği hakkında çeşitli efsaneler vardır. Bunlardan biri, vatanı Habeşistan’da, kahve yetiştirilen bölgeye eskiden “Kaffa” denmiş olmasıdır. Zamanla Türkçe’ye dönüşen sözcük, dünyanın her yerinde “kahve”ye yakın bir sözcüktür. Fransızlar ‘café’, İngilizler ‘coffee’, Almanlar ‘kaffe’, Macarlar ‘kave’ olarak kullanırlar.
Kahve Çeşitleri
Birçok çeşidi olmasına rağmen en çok kullanılan arabica (%70) ve robusta (%30) türleridir. Kahve çeşitleri yetiştirildikleri yerlere, biçimlerine, renklerine, lezzetlerine ve tanelerinin düzgün olup olmamasına göre adlandırılmaktadır.
- Örneğin Brezilya’nın güneyinde yetiştirilen kahve Santos limanından gemilere yüklendiğinden “Santos Kahvesi” diye anılır.
- Arabistan’da Yemen’de yetiştirilip Mokka limanından ihraç edilen kahveye “Mokka (Yemen) Kahvesi” denir.
Bunun yanında diğer çeşitlerimize de bakalım,
Filtre kahve: Sıcak suyun filtre içindeki kahve üzerine dökülmesi ve filtreden süzülerek bir kapta birikmesiyle oluşur.
Espresso: Çok sert, İtalyan tarzı bir kahvedir. Kendi adıyla anılan makinesinde hazırlanır ve küçük espresso fincanında servis edilir. Mükemmel bir espressonun köpüğü kalındır, kadifemsidir ve rengi açık kahverengidir. Buna “kaplan derisi” adı verilir.
Mocca Moka: Sert bir kahve çeşididir. Espresso kahveye göre, hem basınç düşük hem de daha uzun sürede hazırlandığı için sert olur.
Kafeinsiz kahve: Kafein ya yoktur, ya da en az düzeye indirgenmiştir. Su ile içeriğindeki kafein oranı azaltılmıştır. En fazla kafein oranı %0,5’ tir.
Gelelim Türk kahvesine,
Tiryakiye yakışır bir kahve ağır ateşte 15-20 dakika pişirilmeli, cezve sık sık ateşe sürülüp geri çekilmelidir. Nasıl pişirilirse pişirilsin köpüksüz bir Türk kahvesi düşünülemez. Eski Türk kahvesi ise genellikle şekersiz olurdu. Bunun yerine kahve öncesinde veya sonrasında tatlı bir şey yemek veya içmek geleneği vardı. Tatlı olarak şerbet gibi içecekler alındığı gibi reçel, şekerleme veya lokum da yenirdi.
Kahvenin Faydaları
Kokusu, tadının yanısıra sağlık etkileri de oldukça önemlidir.
- Antikanser etki
- Antioksidan ve antienflamatuvar
- Antimikrobiyal ve antidiyabetik etkileri bulunmaktadır.
Sinir Sistemi Üzerine Etki
Kahvenin merkezi sinir sistemi üzerinde uyarıcı etkisi olduğu, yorgunluğu giderici ve ağrı kesici etkinliğini arttırabildiği belirlenmiştir. Ayrıca kafein, noradrenalin, adrenalin ve özellikle dopamin salınımını desteklediği için Parkinson hastalığının önlenmesi ve tedavisinde olumlu bir etkiye sahip olduğu düşünülmektedir.
Kardiyovasküler Etki
Kahve tüketiminin hipertansiyon, hiperlipidemi ve koroner arter hastalığı ile direk ilişkili olduğuna dair çok detaylı çalışmalar bulunmamakla birlikte, kafein tüketimden hemen sonra kalp atış hızının ve kan basıncının artabileceği ve bunun koroner kalp hastalıkları ve inme için risk oluşturabileceği belirtilmektedir. Ayrıca günde 3-5 bardak kahve tüketiminin daha düşük kardiyovasküler hastalık riski ile ilişkili olduğu, 6 bardak ve daha fazla kahve tüketiminin ise düşük veya yüksek herhangi bir fark göstermediği anlaşılmıştır.
Kaynakça
1. Dr. Melike Kaplan. Bir Fincan Keyif: Kahvenin Öyküsü. Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi, Halkbilim Bölümü 2. Fatma Zerrin SALTAN, Helin KAYA. Kahve: Bir Farmakognozik Derleme. FABAD J. Pharm. Sci., 43, 3, 279-289, 2018 3. Kahve Hazırlama Ve Servisi. Yiyecek İçecek Hizmetleri. MEGEP, Ankara 2016