Kelime anlamı olarak guatr-ojen yani guatra yol açan anlamına gelmektedir.
Peki guatr nedir? Guatr, boynun ön ve alt kısımda bulunan tiroid bezinin büyümesi olarak tanımlanmaktadır. Aslına bakacak olursak; guatr tek başına bir hastalık olmaktan ziyade tiroid bezinin az, normal ve/veya fazla çalışmasıyla birlikte görülebilen tiroid bezi büyümelerini ifade etmektedir. Tiroid bezi salgıladığı hormonlar aracılığıyla vücudumuzun çalışma hızını, barsak sistemimizi düzenlemektedir.
Dünyanın ve ülkemizin önemli sağlık problemlerinden biri olan guatrın nedenlerinden bir kaçı; iyot yetersizliği, aşırı guatrojenik beslenme olarak sayılabilir. İyot ve selenyum tiroid bezinin çalışmasına etki eden minerallerdir. Bu nedenle eksiklikleri tirod fonksiyonlarında bozulmalarına neden olmaktadır. İyot tiroid hormonlarının temel bileşeni iken; Selenyum (Se) tiroid hormonlarının yani T4 (tiroksin)’in T3 (triiyodotironin)’e dönüşümünü sağlamaktadır. Bu iki mineralden yetersiz beslenme tiroid hormonlarının üretiminde aksaklıklara ve uzun vadede guatra neden olmaktadır.
Dünya Sağlık Örgütü, nüfusunun yüzde 10’unundan fazlasında tiroit rahatsızlığı olan bölgeleri ‘endemik guatr bölgeleri’ olarak kabul ediyor. Türkiye de ‘endemik guatr bölgesi’ olarak görülüyor. Guatrın önlenmesi için ülkemizde tuz ve ekmeklerde zenginleştirme çalışmaları yapılmaktadır.
Hipertiroidi gibi spesifik durumlar ya da hastalıklar dışında iyotlu tuz kullanılması guatrın önlenmesi açısından önemlidir. Bunun dışında en iyi iyot kaynakları deniz ürünleridir.
Balıkların yenilebilen 100 gramlarında yaklaşık 30 mcg iyot bulunmaktadır. Karides, karaciğer, somon, ton balığı, sarımsak, yumurta, hindi, ceviz ise selenyumdan zengin besinlerdir.
Dünya Sağlık Örgütü (WHO) tarafından belirlenen günlük iyot ihtiyaçları:
- 0-5 yaş arasında: 90 mikrogram/gün
- 6-12 yaş arasında: 120 mikrogram/gün
- Genç erişkinlerde ve erişkinlerde:150 mikrogram/gün
- Hamilelerde ve emzirme sırasında: 200 mikrogram/gün
Günlük ihtiyaç hamilelerde 1,5, emziren annelerde ise 2 kat artmaktadır
Guatra neden olabilen diğer bir etmen ise guatrojenik besinler demiştik. Guatrojenler ve tiroid fonksiyonu arasındaki bağlantı, bilim insanları tavuklarda taze lahana yedikten sonra tiroid bezi büyümesi gözlemlediğinde ilk olarak 1928’de tanımlandı. Bu besinler vücutta sindirilip parçalandıklarında “goitrin” adı verilen madde açığa çıkar ve bu madde de tiroid hormon sentezi ile ilişkilidir. İyotun bloke edilmesine, TSH (Tiroid Uyarıcı Hormon; hipofizden salgılanır.) salgısının azalmasına neden olabilen guatrojen besinler tiroid bozukluğu olan kişilerin dikkatli tüketmesi yeri geldiğinde sakınılması gereken besinlerdir.
Başlıca guatrojen besinler; Çiçek lahanası, brokoli, brüksel lahanası, karnabahar, şalgam, turp ve benzeri besinlerdir. Guatrojenik besinlerin diyetteki miktarları kişinin diyetinde kısıtlama olup olmamasına göre belirlenmektedir. Ayrıca guatrojenik besinlerin çiğ değil pişmiş halde tüketilmesi, yeşil sebzelerin (brokoli, ıspanak gibi) haşlanılması guatrojenik etkinin azaltılmasını sağlar.
Peki guatrojenik besinler özellikle tiroid fonksiyonları bozulmuş/guatr/hipotriod gibi durumlarda tamamen sakınılması gereken besinler midir? Yapılan son çalışmalara göre kısıtlanmalı ya da kısıtlanmamalı şeklinde ayrım yapmak yerine kişiye göre miktarı ayarlanmalı ve beslenme programı buna göre düzenlenmelidir. Hali hazırda guatrojen olarak sınıflandırılan besinler besleyici özellikte olup günlük beslenmemizde pişirerek tükettiğimiz besinler olması nedeniyle tamamen hayatımızdan çıkarmanın doğru olduğunu düşünmüyorum.
Büşra Nur Güngör
Kaynakça:
American Thyroid Association. Goiter. 2016 http://www.thyroid.org/wpcontent/uploads/patients/brochures/Goiter_brochure.pdf
Mahan LK, Stumo SE , Raymond JL. Krause’s food and nutrition care process. Elsevier Edition 13, 2012
Baysal A. Beslenme. Hatiboğlu Yayın Evi, 15. Baskı, Ankara 2014
Baysal A. Ve ark. Diyet El Kitabı. Hatiboğlu Yayın Evi, 9. Baskı, Ankara 2014
Bardak N. , Hipertiroidili ve Hipotiroidili Kadınlarda Metabolik Sendrom Belirteçleri Üzerine Tıbbi Beslenme Tedavisinin Etkilerinin Değerlendirilmesi, Başkent Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü Beslenme ve Diyetetik AD, Doktora Tezi, Ankara, 2015.