Hangi soruya cevap arıyorsun?
Günümüzde vazgeçilmezlerden biri olan ve günlük tüketim miktarını (6 gram= 1 tatlı kaşığı) bol bol aştığımız; TUZ.
Yemeklere lezzet vermesi, besinlerin saklama süresini arttırması gibi amaçlarla hazırlama, pişirme ve salamura edilme sırasında tuz fazlaca kullanılır. Kan basıncının düzenlenmesi, sinirlerin uyarılması ve sıvı-elektrolit dengesinin sağlanması için oldukça önemli olan tuzun fazla tüketimi de hipertansiyon, kardiyovasküler hastalıklar, kanser, osteoporoz, böbrek hastalıkları ve obezite gibi birçok hastalığın riskinin artmasında etkilidir.
Tuz, iki elementten sodyum (Na) ve klordan (Cl) oluşan kristal bir mineraldir. Sodyum ve klor, insanlar ve hayvanlar da dahil olmak üzere yaşam için gerekli önemli elementlerdendir. Dünyada tuzun çoğu tuz madenlerinden, deniz suyu veya diğer mineral bakımından zengin sulardan buharlaştırılarak elde edilir.
Tuzlar sadece tat ve görünüş bakımından farklılık göstermez, aynı zamanda mineral ve sodyum içeriği açısından da bazı farklılıkları vardır. Miktarının yanı sıra kullanılan çeşidinin de önemli olduğunu hatırlayarak piyasadaki popüler birkaç tuz türüne göz atacak olursak;
Himalaya Tuzu
Himalaya tuzu, genellikle pembe renk veren eser miktarda demir oksit içeren bir çeşit kaya tuzudur. %99’u saf NaCl’den oluşur ve az miktarda kalsiyum, demir, potasyum ve magnezyum içerir. Aynı zamanda içerdiği sodyum sofra tuzuna göre daha azdır.
Rafine Tuz (Sofra Tuzu)
Sofra tuzu neredeyse tamamı saf sodyum klorürdür. % 97 veya daha oranda sodyum klorür içerir. Birçok aşamadan geçirilen tuz ince öğütülerek iyotlanmaktadır. Bu, dünyanın birçok yerinde yaygın olarak görülen hipotiroidizm, mental retardasyon ve çeşitli sağlık sorunlarının önde gelen nedeni olarak görülen iyot eksikliğine karşı alınan bir önlemdir. Bu nedenle alınan tuz neden elde edilmiş olursa olsun (kaya, deniz, himalaya) iyot içermesi önemlidir. Tiroid hastası değil iseniz ‘’iyotlu tuzdur’’ ibaresi olanları almaya özen gösteriniz.
Deniz Tuzu
Deniz tuzu, deniz suyunu buharlaştırılarak elde edilir. Sofra tuzu gibi, çoğunlukla sadece sodyum klorürden oluşur. Ancak, üretildiği yere ve nasıl işlendiğine bağlı olarak, genellikle potasyum, demir ve çinko gibi bazı eser mineraller içerir. Deniz tuzu genellikle rafine tuza göre daha az öğütüldüğünden rafine tuzdan daha güçlü bir lezzeti vardır.
Kaya Tuzu
Dünyanın farklı bölgelerinden çıkarılan kaya tuzu yaklaşık %97 oranında sodyum içermektedir. İçeriğinde sodyumun yanı sıra demir, kalsiyum ve ağır metaller olduğu görülmüştür. Son zamanlarda kaya tuzu ve deniz tuzunun daha organik olduğu düşüncesi yaygınlaşmış ve tüketimi artmıştır. Ancak bu veriler yetersiz olduğundan hangisinin daha sağlıklı olduğunu söylemek doğru olmayacağından ve ülkedeki günlük ortalama tuz tüketimi önerilenin 3 katı (18 gram) olduğundan tuz konusunda dikkatli olmak fazlasıyla önem taşır.
Şevval Işıklı
Kaynakça: Tayfur M, Besler HT, Kızıltan G, Yıldız E, Öztürk B, Türker PF, et al. [Food and nutrients should be reduced consumption]. Pekcan G, Şanlıer N, Baş M, editörler. Türkiye Beslenme Rehberi (TÜBER) 2015. T.C. Sağlık Bakanlığı. 1. Baskı. Ankara: Kayhan Ajans; 2016. p.68-71. Baysal A. [Water and minerals]. Baysal A, editör. Beslenme. 15. Baskı. Ankara: Hatiboğlu Yayınları; 2014. p.114-6. ÖZTÜRK, R. İclal, and Muazzez GARİPAĞAOĞLU. "Tuz Tüketimi ve Sağlık." Turkiye Klinikleri Journal of Health Sciences 3.1 (2018): 57-65.