Hangi soruya cevap arıyorsun?
Beslenme Nedir?
Beslenme, bireylerin büyümesi, yaşamını devam ettirebilmesi ve sağlıklı kalabilmesi için gerekli besinleri tüketmesidir.
Dengeli ve Düzenli Beslenme Nedir?
Bireylerin, sağlığı korumak ve kaliteli bir şekilde sürdürebilmek için; hastalıkları önleme, hastalık süresi boyunca tedavisini etkin bir şekilde sağlama ve tedavi süresinin kısaltılması için doğru besinleri, gereksinimleri kadar, doğru pişirme teknikleri ile doğru zamanlarda tüketmesidir. Bireylerin beslenme planlarını; yaşam tarzları, aileleri , sosyoekonomik düzeyleri, kültürel ve etnik özellikleri, eğitim seviyeleri ve diğer psikolojik ve çevresel faktörler etkiler.
Emosyonel Beslenme (Emotional Eating) Nedir?
Beslenme, biyolojik bir gerekliliktir, aynı zaman da bireylerin ruh hallerine de etkisi vardır yani mental açıdan da önemlidir. Bireylerin duygu durumu bireylerin hangi besini tüketeceğini etkilemektedir. Emosyonel beslenme, açlık hissi veya öğün zamanı gelmeden, biyolojik gereklilik olmadan aşırı yeme ile ilişkili ‘anksiyete ve sinirlilik gibi olumsuz duygulara karşılık olarak aşırı yeme eğilimi’ olarak tanımlanır. Buna karşılık olumlu ruh halinin gıda alımı üzerindeki etkisi, olumsuz ruh halinin gıda alımı üzerindeki etkisi kadar iyi çalışılmamıştır. Ama bazı araştırmacılar olumlu ruh halinin sosyal durumlarda aşırı yeme ile ilgili olduğunu bulmuşlardır.
Fiziksel Açlık ve Duygusal Açlık Arasındaki Fark Nedir?
Fiziksel açlık ve duygusal açlık birbirinden farklıdır. Fiziksel açlıkta bireyde midede açlık duygusu olabilir ve kan şekeri seviyesi düşebilir. Birey tokluğa yedikçe ulaşır. Açlığı giderme davranışı, duygusal yeme isteği olan bireyden farklıdır. Kişi meyve, sebze ve benzeri gibi enerji içeriği düşük bir besinlerle açlığını giderebilirken duygusal açlıkta tam tersi bir durum vardır. Duygusal açlık aniden başlar ve fiziksel belirti vermez. Birey her bulduğunu yer ve genelde enerji değeri yüksek besinleri tercih eder.
Emosyonel Yeme Hangi Durumlarda Ortaya Çıkar?
Bireyler sinirlendiklerinde, kendilerini psikolojik olarak baskı altında hissettiklerinde, depresyon ve ansiyete durumlarında gereksinimlerinden fazla yiyebilirler. Ek olarak, mutluluk ve diğer pozitif duygular besinden zevk alarak yemeyi ve sağlıklı besin seçimiyle tüketimi arttırır.
Emosyonel Yeme İle İlgili Teoriler Nelerdir?
Olumsuz duyguların aşırı yemeyle ilişkisini ortaya koyan
araştırmalara rağmen hangi mekanizma ile ve hangi olumsuz duyguların aşırı yemeyi ortaya çıkardığı net olarak bilinmemekte olup bir kısım teoriler öne sürülmüştür.
Kısıtlama Teorisi
Kısıtlama teorisine göre; aile, sosyal hayat ve medyanın etkisiyle kişide olan zayıf olma isteği, kişinin kendi bedeninden memnuniyetsizliğiyle sonuçlanabilir ve uygulaması zor diyetler deneyebilir, kişi bunun sonucunda yaşanan olumsuzluklarla baş edebilmek için emosyonelyeme davranışında bulunabilir. Kısıtlama teorisine göre bu tür diyetler uygulayan kişiler kendisine yemek konusunda izin verdiğinde yeme kontrolünü kaybedebilir ve algısındaki kıtlık algısından dolayı ihtiyacından fazla besin alabilir. Kontrol kaybı yaşayan kişi suçluluk duygusu hissederek yemeye devam eder.
Psikosomatik Teori
Psikosomatik teoriye göre; bebeklik döneminde yeme ile sakinleşebileceğini öğrenen bebek, ilerde açlık hissini yemeyle yatıştırıyorsa; kaygısınnı ya da yaşadığı stresi de yemek yiyerek bastırmaya çalışır. İhtiyaçları ona bakım verenler tarafından karşılanan bebeğin açlık hissetmesine fırsat verilmemesi ilerleyen dönemlerde kişinin açlık-tokluk gibi içsel uyaranlarını fark etmesini zorlaştıracak ve her türlü olumsuz duyguyla yemek yiyerek baş etmeye çalışmasını sağlayacaktır.
Kaçış Teorisi
Kaçış teorisine göre ise, kişi benliğine dair olumsuz bir farkındalıktan ve bu farkındalığın etkilerinden kaçınmak için dikkatini bir dış uyaran olan yemeğe yönelterek duygusal yemeye başvurur. Örneğin; sizi eleştiren bir arkadaşınızı dinlemek istemeyebilirsiniz, kendi benliğinizin olumsuz taraflarıyla yüzleşmek hoşunuza gitmeyebilir ve çözümü yemek yemekte arayabilirsiniz.
Emosyonel Yeme için Risk Grupları Nelerdir?
Çocuklar ve Ergenler
Çocuklar ve ergenlerde kontrol dışı aşırı yemenin giderek arttığı düşünülmektedir. Obez çocuklarda ve ergenlerde anksiyete ve depresyon ile kontrol kaybı arasında ilişki bulunmuştur. Duygusal yemeye erken müdahale , kilo kontrolünün önlenmesi ve tedavisi için önemlidir.
Obezite
Psikosomatik teoriye göre duygusal yemek yemenin, obezitenin etiyolojinde rolü vardır.
Stresli anlarda yağ içeriği yüksek ve şekerlibesinlerin tüketimi obeziteyi arttırabilir. Stresle başa çıkmak için yiyecek kullanımı, bazı bireylerin duygusal sıkıntıdan kaçma yöntemi olarak yeme kullandığını öne süren kaçış modeli ile uyumludur.
Serotonin ve Duygusal Yeme Arasındaki Bağlantı Nedir?
Serotonin nörotransmitteri ‘’mutluluk hormonu’’ adıyla bilinen ve ruh halini çok etkileyen bir hormondur. Düşük serotonin miktarı, sinirli, huzursuz ve depresif ruh hallerine neden olmaktadır.
Açlık, yorgunluk, stres, yemek, ışık ve ilaçların serotonin düzeyini düşürdüğü tespit edilmiştir.Vücutta bu kadar etkili olan bu hormonun düzensizliğinde birçok hastalık ortaya çıkar.
Serotonin Miktarını Arttıran Besin Öğeleri Nelerdir?
Karbonhidrat ve Duygudurumu
Bazı araştırmalara göre, karbonhidrattan zengin besinler yendikten sonra ruh halinde iyileşmegörülebilir , Bu etki karbonhidratlı besinleri tükettikten sonra serotonin miktarının artması ile açıklanmaktadır.
Bu yüzden hiç karbonhidrat tüketmeden diyet yapmak mutsuz ve depresif hissetmeye sebep olmaktadır.
Protein ve Duygudurumu
Proteinlerin de duygusal durumu düzelttiği düşünülmektedir.
Bu, besinlerle aldığımız proteinle, kan-beyin bariyerindeki triptofan seviyesinin artıp, vücutta serotonin artışına neden
olması ile ilişkilendirilmiştir.
Folik Asit ve Duygudurumu
Folik asitin azlığının depresyona neden olduğu klinik araştırmalar sonucu ortaya konulmuştur. Çünkü folik asit azlığı beyinde serotoninin azalmasına neden olur. Depresyonlu hastaların diğer insanlara oranla daha az folik asit miktarına sahip oldukları yapılan başka geniş kapsamlı araştırmalarda ispatlanmıştır.
Duygusal Yeme ve Çözüm Önerileri Nelerdir?
Duygusal yeme davranışı altında yatan mekanizmaların anlaşılması, nedensel ilişkilerin ortaya konulması ve etkin bir tedavi yönteminin uygulanabilmesi için daha çok klinik çalışmaya ihtiyaç vardır. Duygusal ve kontrolsüz yeme davranışları bireylerin tekrar eden ağırlık kazanımı için önemli bir risk faktörüdür. Bu nedenle bireylerin psikolojik ve beslenme durumu ilgili profesyonellerce (psikiyatrist/psikolog/diyetisyen/psikiyatri hemşiresi) bireylerin hem psikolojik durumları hem de beslenme alışkanlıkları göz önüne alınarak değerlendirilmeli ve bir tedavi planı oluşturulmalıdır.
Farkındalıkla Beslenmek ve Duygusal Yeme
Beslenme; besinlere beş duyuyla temas etme, sadece yemeğe odaklanarak yavaş bir şekilde yeme, yemeğin tadını fark etme, açlık sinyallerini fark etme, yemeğin tabağa gelene kadarki öyküsünü düşünme gibi alıştırmalardan oluşmaktadır.
Bilinçli farkındalık (mindfulness) kavramı; bireyin kendi duygularını, düşüncelerini, bedensel duyumlarını ve çevresinde olan biteni şu anda fark etmesi, yargılamadan, kabul ederek temas halinde olmasıdır. Farkındalık (mindfulness) meditasyonunun fazla yemeyi önlediğine dair çalışmalarda; farkındalığın duygusal beslenmeyi etkili olarak azalttığı sonucuna varılmıştır.
Egzersiz ve Duygusal Yeme
Egzersize bağlı duygu durum değişiminin biyokimyasal veya psikolojik bir temele sahip olup olmadığı belirsiz kalsa da yapılan çalışmalarda düzenli egzersizin olumlu ruh hali etkisine etkisi olduğu gözlemlenmiştir*. Hareketsiz kaldıktan sonra egzersiz programı egzersiz, özellikle başlatma, kendini gelişmiş teşvik etmek için yeteneği ile duygusal yemeyi de etkileyebilir. Egzersizi sürdürerek geliştirilen ve diyet iyileştirmelerine artan öz yeterlik ve beceriler, kişinin sağlığını kontrol etme duygusunun bir sonucu olabilir ve kilo kaybı sürdürmek için bireylerin yeteneklerini geliştirmek olabilir. aynı zamanda bireylerin duygusal yemesini azaltmak için de ihtimaldir.
KAYNAKÇA
1.Ayşe Baysal, Beslenme, 17. Baskı, 2017.2.Prof.Dr. Türkan Kutluay Merdol, Beslenme Antropolojisi, 2015.
3.Betsy B. Holli, Julie O’ Sullivan Maillet, Judith A BeteRichard J. Calabrese Communication and EducationSkills for Dietetics Professionals ,2009.
4. Güzin Mukaddes Sevinçer, Numan Konuk, EmosyonelYeme, 2013
5.E. Leigh Gibson and Michael W. Green, NutritionalInfluences on Cognitive Function: Mechanisms of Susceptibility,2002.
6.Marieke A. Adriaanse a , Denise T.D. de Ridder a & Catharine Evers, Psychology & Health ,EmotionalEating: Eating When Emotional or Emotional AboutEating?, 2010.
7.Yeliz Serin, Nevin Şanlıer, Duygusal yeme, Besin Alımını Etkileyen Faktörler ve Temel Hemşirelik Yaklaşımları DOI: 10.14744/phd.2018.23600
Beslenme ile ilgili sorabileceğim soruları çok güzel bir şekilde cevaplamışsın. Zevkle okudum. Kalın bir kitap okusaydım, ancak bu kadar Bilgi sahibi olabilirdim. Harika özetlemişsin. Başarılarının daim olmasını dilerim. Eline, yüreğine sağlık.
ilginiz, güzel yorumunuz ve iyi dilekleriniz için çok teşekkür ederim.
Ellerinizeeee sağlık. Çok güzel ve açıklayıcı olmuş bayıldım. Diğer yazılarınızı daa mutlaka bekliyorumm. Böyle akıcı, anlaşılır yazılara daha çok ihtiyacımız vaaarrr. Tebriiik ederimmm.
ilginize çok teşekkür ederim, bilgi paylaştıkça çoğalır, ne mutlu ki sizlere ulaşabildim
Harika bir yazı olmuş her şey çok açıklayıcı emeğinize sağlık ilayda hanım tebrik ederim
İginize çok teşekkür ederim, beğenmenize çok sevindim
çok net ve anlaşılır olmuş elinize ve emeğinize saglik
çok teşekkür ederim 🙂
Beslenmenin önemi ile beraber, duygusal durum değişikliklerinin yeme alışkanlığımıza etkileri, çözümleri içerisindeki ekiple beraber kişiye yaklaşım önerisi , tüm bütünselliği, bilinenleri ve hala bilinmeyenleri , anlaşılır , etkin ve hem ayrıntılı hem de net bir anlatım içindeki yazınızı keyifle okudum , elinize emeğinize sağlık,
çalışmak ,çok okumak, analiz yapmak!!! doğru iletişim kurmak , keyifle yemek yemek bu alt anlamlara da yazınızda görmek sizin meslek hayatınızın çok başında mesleğinizle ne kadar uyum içinde olduğunuzu da göstermekte , ne mutlu size ne mutlu biz danışanlarınıza !….tebrik ediyorum . devamını bekliyorum..elinize emeğinize sağlık !..
Araştırmamı bu kadar güzel yorumlamanız ve size ulaştırabilmek meslek hayatımdaki en büyük motivasyonum.
Devamı mutlaka gelecektir 🙂 ilginize ve güzel dileklerinize içtenlikle teşekkür ederim