Resveratrol üzüm, kırmızı şarap, yer fıstığı, asma yaprağı, keçi kulağı ve yabanmersininde bulunan, stilbenlerin alt grubu olan doğal polifenolik bir bileşiktir. Bitkiler, resveratrolü doğal koşullar tarafından stres altına alındıkları zaman üretirler. Güneşle, soğukla, virüs ve mantarlarla mücadele ederek büyüyen üzümlerin kabuk, yaprak ve gövdelerinde daha yüksek oranda bulunur. Ho ve ark. (2004), üzümün kabuk ve çekirdeğinin resveratrol miktarı bakımından, pulp kısmına göre yaklaşık 100 kez daha zengin olduğunu bildirmiştir.
Resveratrolün Faydaları Nelerdir ?
Öne çıkan başlıca özelliği güçlü bir antioksidan olmasıdır. E vitamininden 50 kat, C vitamininden ise 30 kat daha güçlü antioksidan aktiviteye sahiptir. Bu etkiyi ise lipid peroksidasyonunu ve hücre ölümünü engelleyerek yaptığı düşünülüyor. Apoptoz mekanizmasını da uyarır. Reaktif oksijen türlerine karşı korur.
Anti-aging yani yaşlanma karşıtı etki gösterir. Resveratrol sirtuin(SIRT) protein ve gen ailesinin önemli bir aktivatörüdür. Sirtuinlerin de DNA onarım enzimlerini deasetile ederek aktifleştirdikleri ve böylece DNA’yı stabilize ettikleri düşünülmektedir. Bu proteinlerin eksikliğinde de DNA’nın hasara açık hale geldiği bildirilmiş ve resveratrolün de bu mekanizmalar üzerinden yaşamı uzatabileceği düşünülmüştür. 2013 yılında Science dergisinde yayımlanan bir makale, resveratrolün SIRT1 ile doğrudan ve açık bir ilişkisi olduğunu ispat etti. Bu bulgular resveratrolü ‘’gençlik iksiri’’ olarak nitelendirmeye kaynak olabilir.
Antiinflamatuar etkisi ile doku hasarını önler, cilt yapısını korur.
Resveratrol insülin duyarlılığını artırarak plazma glukoz düzeyini azalttığı ortaya konmuştur.
Kardiyovasküler hastalıklara karşı koruyucudur. Fransız toplumu yağ ve kolesterol bakımından zengin gıdalar tüketmesine rağmen kalp ve damar hastalıkları oranı Fransız toplumunda oldukça düşüktür. Bunun sırrı ise düzenli olarak kırmızı şarap tüketmelerine bağlanıyor. Bu durum ‘’Fransız paradoksu’’ olarak adlandırılıyor.
Son yapılan çalışmalar ise obezite karşıtı etkilerini ortaya koyuyor. 2018 yılında yayımlanan fareler üzerinde yapılan bir çalışmada resveratrol takviyesi ile gıda alımının azaldığı ve tokluğun uzadığı görülmüştür. Ayrıca mitokondriyal aktivitenin yükselmesi yoluyla lipit içeriğini azalttığı düşünülmektedir. Kan yağlarını düşürür.
Yeni çıkan sonuçlarla bağırsak mikrobiyotası ve kanser üzerindeki olumlu etkileri de umut vaat edici görünüyor.
Kaynakça:
Üzüm ve Üzüm Ürünlerinde Biyoaktif Bir Bileşen; Resveratrol (Resveratrol; A Bioactive Component In Grapes And Grape Product), Ocak 2016.
Resveratrol ve etkileri üzerine bir gözden geçirme; Kemal Ergin, Aslı Yaylalı, 2013.
Antiobesity molecular mechanisms of action: Resveratrol and pterostilbene, Ocak 2018.
Cardiovascular and Antiobesity Effects of Resveratrol Mediated through the Gut Microbiota, Kasım 2017.