Başlangıç / Beslenme Tavsiyeleri / GIDA TAKVİYELERİ SAĞLIK İÇİN BİR GEREKLİLİK MİDİR?

GIDA TAKVİYELERİ SAĞLIK İÇİN BİR GEREKLİLİK MİDİR?

GIDA TAKVİYELERİ SAĞLIK İÇİN BİR GEREKLİLİK MİDİR?

  Son yıllarda televizyon reklamlarında, haberlerde, internette sıkça gördüğümüz; bağışıklık güçlendirici, hastalık önleyici, kilo vermeye yardımcı olduğunu iddia eden takviye edici gıdalara gerçekten ihtiyacımız var mı, yoksa söylenenler sadece bir pazarlama staretejisi mi?

GIDA TAKVİYELERİ NEDİR?

    Gıda takviyeleri, “Türk Gıda Kodeksi Takviye Edici Gıdalar Tebliği’nde; normal beslenmeyi takviye etmek amacıyla; vitamin, mineral, karbonhidrat, protein, yağ asidi, lif, aminoasit gibi besin öğelerinin veya fizyolojik etkileri bulunan bitki, bitkisel ve hayvansal kaynaklı maddeler, biyoaktif maddeler ve benzeri maddelerin konsantre veya ekstratlarının tek başına veya karışımlarının kapsül, tablet, pastil, tek kullanımlık toz paket, sıvı ampül, damlalık şişe ve diğer benzeri sıvı veya toz formlarda hazırlanarak günlük alım dozu belirlenmiş ürünler” olarak tanımlamaktadır. Yani aslında gıda takviye ürünleri kişinin diyetinde eksik kalan besin öğelerini veya bileşenleri desteklemek amacıyla mevzuata uygun şekilde üretilir ve piyasaya sunulur. Gıda takviyeleri ilaç değildir, reçete edilmezler. Ayrıca kesinlikle öğün yerine geçmezler.

GIDA TAKVİYE ÜRÜNLERİNİ KİMLER KULLANMALIDIR?TOPLUMDA KULLANIM ORANI NEDİR?

    Sağlıklı, dengeli ve düzenli beslenmeyi yaşam tarzı haline getirerek günlük protein, karbonhidrat, yağ asidi, vitamin ve mineralleri besinlerle alan kişilerin gıda takviyesi kullanmasına gerek yoktur. Bunun dışında hamileler, sporcular, herhangi bir duruma bağlı olarak eksikliği bulunan kişilerin doktor kontrolünde bazı bileşenleri takviye olarak almaları gerekebilir. AB tarafından finanse edilen EURRECA projesi C vitamini, D vitamini, folik asit, kalsiyum, selenyum ve iyotun yetersiz alındığını tespit etmiştir. Aynı zamanda yakın zamanda yapılan araştırmalar, Avrupalıların % 50-70inde D vitamini eksikliği olduğunu göstermektedir.

    Reçetesiz satılmaları, başarılı pazarlama stratejileri ve toplumun takviyeler hakkında bilinçsiz oluşu gıda takviye kullanım oranını her geçen gün artırmaktadır.Özellikle son yıllarda insanların fazla kilolarında çabuk kurtulma isteği onları metabolizma hızlandırıcı olduğu söylenen takviyelere yöneltmekte benzer şekilde sporcuların da performans artırıcı, kas kütlesini artırıcı olduğu söylenen ürünlere yöneltmektedir.Bunun dışında yetersiz vitamin, mineral aldığını düşünerek takviye edici gıda kullanan kişiler oldukça fazladır.

    2001 yılında yapılan bir çalışmada rastgele seçilen 376 yetişkin arasından %61.2’sinin gıda takviyesi kullandığı; bu hastaların bazılarının doktorundan aldığı tavsiye üzerine;çoğunun ise ailesi, arkadaşı ya da internet aracılığıyla gıda takviyesi kullandığı bildirilmektedir. Durante ve diğerleri(2001) tarafından yapılan çalışmaya göre; 118 hasta üzeinden yapılan bir çalışmada da vitamin, mineral ya da bitkisel desteklerin kullanımının kadınlarda %73; erkeklerde %44 olarak tespit edildiğini ve kullanıcılardan yaşı 50’nin altında olanların %70’inin, yaşı 50’nin üstünde olanların %26’sının doktorlarının haberi olmadan gıda takviyesi kullandığı belirlenmiştir.

    Amerika’da gerçekleştirilen bir araştırmada, yetişkinlerin yarısının bir veya daha fazla gıda takviyesi kullandığı belitilmektedir. Amerika’da gıda takviyesi kullanım amaçlarını araştırmak için 20 yaş üstü yaklaşık 12000 kişiyle yapılan çalışmada kadınların kemik sağlığı için kalsiyum takviyesi kullandığı(%36), erkeklerin ise kalp sağlığı ya da koleterol düşürmek (%18) için takviye tercih ettiği aktarılmaktadır.Takviyelerin sadece %23’ünün sağlık hizmetleri uzmanı tarafından önerildiği, en çok tercih edilen ürünlerin multivitamin-mineral olduğu, bunu da kalsiyum ve omega-3 balık yağının takip ettiği bildirilmektedir.

    Ülkemizde de en çok kullanılan takviye grubunun vitaminler ve vitamin-mineral komplekslerinden oluştuğu bildirilmektedir.

YAPILAN BİLİMSEL ÇALIŞMALAR TAKVİYELERİN SAĞLIĞIMIZ ÜZERİNDEKİ ETKİSİ HAKKINDA NE DİYOR?

    Gıdaların insan sağlığı üzerindeki etkisi bilindikçe gıdalardan elde edilen vitamin, besinsel lif,yağ asitleri, antioksidan içeren gıda takviyelerinin kullanımı da artmıştır. Özellikle yanlış beslenmeyi takviyeyle telafi edebilme, hastalıklardan korunma, uzun süre tok kalma, fiziksel performansı artırma gibi düşünceler kişileri takviye kullanımına yönlendirmektedir. Peki takviyeler gerçekten bu etkilere sahip mi?

    Son yapılan çalışmalar; diyette antioksidan kaynağı olarak askorbik asit alımını artması gerektiğini göstermektedir. Leonard ve diğerleri (2002) tarafından yapılan çalışmaya göre; askorbik asit içeren taze meyve ve sebze sularının serbest radikal inaktivasyonunda etkili olduğu belirtilmektedir. Diğer serbest radikal yakalayıcılar çok çeşitli meyve ve sebzede bulunmaktadır. Flavonoidler, karotenoidler, organik asitler, E vitamini ve sülfidril bileşikler bu bileşikler arasında yer almaktadır. Bu sonuçlar, meyve ve sebze tüketiminin antioksidan açısından takviye alımından daha iyi olduğunu ileri sürmektedir.

    Brezilya’da düşük gelirli toplumlardaki gıdasızlık sorununa, kepekli tahıllar, kasava yaprakları, yumurta kabuğu tozu ve susam tohumları karışımıyla oluşturulan bir alternatif gıda takviyesi geliştirilmiştir. Karışımın vücut ağırlıklarında ve kemiklerdeki kalsiyum ve fosfor konsantrasyonlarında artışa sebep olduğu bulunmuştur. Protein ilave edilmiş bu alternatif gıda takviyesinde, kalsiyum ve fosfor üzerine daha fazla biyoyararlılık gözlenmiştir.

    Son bulgular kreatinin, iskemik kalp hastalığı ve oksidatif travmaya karşı önemli bir nörolojik koruma sağladığını göstermektedir. Travmatik beyin hastalıklarından sonra beyin doku zararının üzerine kreatin gıda takviyesinin muhtemel etkisi araştırılmıştır. Araştırma sonucunda, kreatinin zardaki hasarı yaklaşık % 36-50 düzeyinde iyileştirdiği belirlenmiştir. Bu gıda takviyesinin travmatik hastalıklar sonrasında destek sağladığı, nörolojik koruma gösterdiği bildirilmektedir.

    Hayvansal kaynaklı gıda takviyeleri arasında en çok tercih edilen çoklu doymamış yağ asitlerini içermesi nedeniyle balık yağıdır. . Çoklu doymamış yağ asitlerinin takviye veya günlük diyet ile vücuda alımının kardiyovasküler hastalıkları önlemede ve özellikle çocuklarda beyin gelişiminde önemli olduğu bildirilmektedir.

    Son yıllarda obezitenin artması ile zayıflamaya yardımcı olan birçok gıda takviyesinin kullanımının arttığı aktarılmaktadır. Zayıflamaya yardımcı olan bu takviyelere yasal olmayan sibutramin, efedrin ve türevlerinin ilavesi ile kısa sürede etki göstermesi, tüketim miktarını artırmaktadır. Zayıflamak için kullanılan Garcinia cambogia, Ephedra sinica, kitosan, glukomannan, guar gam gibi takviyelerin kullanıcılar üzerinde hem zayıflama hem de yan etkilerinin incelendiği belirtilmektedir. Bunlar arasında sadece efedrin içeren takviyelerin zayıflamada etkili; ancak yan etki riskinin yüksek olduğu aktarılmaktadır.

    Soare ve diğerleri (2014) tarafından yapılan bir çalışmada, 6 ay boyunca 56 kişinin kullandığı farklı gıda takviyelerinin sağlık üzerine olumlu etkisinin olmadığı aktarılmaktadır. Çalışma süresince kişilere her gün 10 farklı gıda takviyesi (resveratrol, yeşil, siyah ve beyaz çay ekstraktı, nar ekstraktı, kuersetin, karnitin, lipoik asit, kurkumin, sesamin, tarçın ekstraktı ve balık yağı) verilmiştir. Bu süreçte kişilerde damar sertliği, iltihap ve oksidatif stres ile kardiyometabolik risk ölçümlerinin takip edildiği bildirilmiştir. Altı ayın sonunda belirtilen fonksiyonlarda ve vücut yağ oranı, kan basıncı, glikoz, insülin gibi değerlerde değişim olmadığı saptanmıştır.

    Tanzanyadaki HIV negatif gebelere multivitamin takviyesinin gestasyonel kilo alımını arttırdığı ve artan gestasyonel kilo alımının da yenidoğan doğum ağırlığınu arttırdığı gösterilmiştir.

    Hashemipour ve ark. çalışmalarında vitamin D eksikliği olan gebelerde vitamin D takiviyesinin, yenidoğanın boyu, baş çevresi ve ağırlığınu arttırdığını göstermişlerdir.

    Greenberg ve ark ise çalışmalarında konsepsiyon(hamile kalma) döneminde folik asit kullanımının nöral tüp defektini azalttığını ve erken doğum, konjenital kalp hastalıkları riskini de azalttığını göstermişlerdir.

    Janet ve ark çalışmalarında konsepsiyon dönemine yakın düzenli multivitamin kullanımının kilolu olmayan gebelerde erken doğum riskini azalttığını ve yine aynı şekilde BMI dan bağımsız olarak düşük doğum ağırlıklı doğumları azalttığını belirtmişlerdir.

    Konsepsiyondan 6 hafta önce ve 6 hafta sonrasında multivitamin kullanımı preeklampsi insidansını, gelişme geriliğini ve erken doğum insidansını azaltmaktadır. Ancak düzenli perikonsepsiyonel multivitamin kullanımının erken fetal ölüm (<20 hafta) riskini az miktarda arttırdığı fakat konsepsiyondan sonra düzenli kullanımın geç fetal kayıp riskini azalttıgı düşünülmektedir.

SONUÇ OLARAK

    Gıda takviyeleri ile ilgili belirlenen sorunlar arasında toksisite, katkı maddeleri,yanlış doz ve etiketlemeden kaynaklı problemler sayılmaktadır.Amerika’da bir yılda yaklaşık 20000 vakanın gıda takviyelerini yanlış ve\veya bilinçsizce kullanımı sonucunda kardiyovasküler rahatsızlık belirtileri ile hastaneye başvurduğu belirtilmektedir. Gıda takviyelerinin “%100 bitkisel”,“hiçbir yan etkisi yok”,“Tamamen doğal”  gibi sloganlarla satılması ürünlerin insanlar tarafından bilinçsizce tüketilmesine neden olmaktadır.

    Herhangi bi gıda takviyesi kullanmadan önce mutlaka doktorunuza başvurmalı, merdiven altı üretilen takviyelere karşı çok dikkatli olmanızı öneririm.Ayrıca kullandığınız takviyenin tarım bakanlığı onaylı olup olmadığına ggbs.tarim.gov.tr den onaylı takviye edici gıdalar listesinden bakabilirsiniz.

 

 

KAYNAKÇA

Atalay, D. Erge, H.S. (2018). Gıda Takviyeleri ve Sağlık Üzerine Etkileri. Food and Health, 4(2), 98-11

Greenberg JA, MD, Bell SJ. Multivitamin Supplementation During Pregnancy: Emphasis on Folic Acid and L-Methylfolate. Rev Obstet Gynecol. 2011;4(3/4):126-127

Janet M Catov, Lisa M Bodnar, Jorn Olsen, Sjurdur Olsen, Ellen A Nohr. Periconceptional multivitamin use and risk of preterm or small-for-gestational-age births in the Danish National Birth Cohort1–4 Am J Clin Nutr 2011;94:906–12.

. Nohr EA1, Olsen J, Bech BH, Bodnar LM, Olsen SF, Catov JM. Periconceptional intake of vitamins and fetal death: a cohort study on multivitamins and folate. International Journal of Epidemiology 2014;43:174–184

. Changamire FT, Mwiru RS,  Peterson KE,  Msamanga GI, Spiegelman D,  Petraro P. Et al Effect of multivitamin supplements on weight gain during pregnancy among HIV-negative women in Tanzania.   Matern Child Nutr. 2015;11(3): 297–304.

Hashemipour S, Zieaee A, Javadi A, Movahed F, Elmizadeh K, Hajiseid E, et al. Effect of treatment of vitamin D deficiency and insufficiency during pregnancy on fetal growth indices and maternal weight gain:a randomized clinical trial. European Journal of Obstetrics & Gynecology and Reproductive Biology. 2014; 172: 15–19.

Ozturk O, Keskin L, Tafl EE, Akgün N, Avflar F. The effect of vitamin B12 level on fetal birth weight. Perinatal Journal 2015;23(2):73–8.

Hakkında: besinler

Amacımız sizlere beslenme ile alakalı en doğru ve en güncel bilgileri aktarmak. Bu yolda emek veren tüm yazarlarımıza sizler adına sonsuz teşekkürlerimizi sunuyoruz. Bizleri sosyal medyada takip etmeyi unutmayın.

Buna da bakın

KUMKUAT NEDİR?

Son Zamanların En Araştırılan Meyvesi Kumkuat Kumkuat Nedir? Kumkuat, Doğu Asya ve Çin’de doğal olarak …

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.