Başlangıç / Hastalıklar / Parkinson Hastaları Nasıl Beslenmeli?

Parkinson Hastaları Nasıl Beslenmeli?

Parkinson Hastaları Nasıl Beslenmeli?

    1817 yılında ‘Paralizi Ajitans ( Parkinson Hastalığı)’nı tanımlayan James Parkinson’ un adı verilmiştir. İlerleyici nörodejeneratif bir bozukluktur. Özellikle orta yaşlı (40-70 yaş) nüfusu etkilemekle birlikte, erken başlangıçlı (40 yaşından önce) olanı da vardır. Nadiren 18 yaş gibi genç yaşta da ortaya çıkabilir. Erken başlangıçlı olanlarda genetik nedenlerin rolünün daha yüksek olduğu düşünülmektedir.

    PH, otomatik hareket yeteneğinin kaybolması (akinezi), kas sertliği (rijidite), tremor (titreme), bilinç, davranış ve günlük fonksiyonlarda da yetersizliklerin görüldüğü karmaşık bir bozukluktur. PH bir hareket bozukluğu olarak tanımlanmasına rağmen, Parkinson hastası birey konstipasyon (kabızlık), ruhsal çöküntü, yorgunluk, uyku ve hafıza problemleri gibi diğer belirtileri de gösterebilir.  PH semptomlarından esas olarak beyinde sinir hücreleri arası iletişimde görevli olan ‘’dopamin’’ yokluğu sorumludur.

Parkinson Hastaları Nasıl Beslenmeli?

  •     Kan şekerini dengede tutacak bir beslenme planı uygulanmalı, düzenli aralıklarla beslenilmelidir. Şeker ve rafine karbonhidrat içeren besinleri tüketmek, kan şeker düzeyinde yükselmeler yapar; bu yüksekliğin devam etmesi yorgunluk, huzursuzluk, baş dönmesi, uykusuzluk, aşırı terleme, konsantrasyon güçlüğü ve unutkanlık gibi belirtilere neden olur. Ayrıca, kan şekerinin yüksekliği inflamasyona katkıda bulunur unutulmamalı ki inflamasyon Parkinson hastalarının önemli bir özelliğidir.
  •     Çözünmez posanın yüksek miktarda alımı antiparkinson (levadopa) seviyesini azaltabilir buna bağlı doz ayarlaması yapılabilir.
  •     Aminoasitler dopaminin öncüsüdür bu nedenle öğünlerde proteinli besinler tüketmeye dikkat edilmeli eğer antiparkinson ilacı kullanılıyorsa, proteinli besinler farklı zamanlarda alınmalıdır. Parkinson hastaları için önerilen, her öğün için karbonhidrat/protein oranının 5/1 olduğu dengeli bir diyet programıdır.
  •     Anti inflamatuar özelliğinden dolayı omega-3 yağ asidi önerilebilir.
  •     Magnezyumun rahatlatıcı özelliği olduğu bilinmektedir bu nedenle Parkinson hastalarına uyku düzensizliği, konsantre güçlüğü, kas spazmının giderilmesi için önerilir.
  •     Parkinson hastalarında homosistein düzeylerinin normal aralıklarda tutulması çok önemlidir çünkü homosistein; yükseldiğinde toksik olan bir aminoasittir. Bazı çalışmalarda, Parkinson hastalarında HOM düzeylerinin yüksek olduğunu bulmuştur. HOM düzeylerini azaltmak için gereken besin ögeleri folik asit, B6 ve B12 vitaminleri, çinkodur. Bu besin maddelerinden bazıları aynı zamanda dopamin üretiminde de kofaktördür.
  •     Araştırmacılar Parkinson hastası bireylerin beyinlerinde pestisit ve herbisit kimyasallarının düzeylerini daha yüksek bulmuş ve bu kimyasalların kullanımının fazla olduğu bölgelerde PH yaygınlığının daha yüksek olduğunu bulmuşlardır. Diyetin toksik yükünü ve inflamasyonu azaltmak için antioksidan içeriği zengin sebze ve meyve tüketilmelidir. Farklı renklerde ve mümkün olduğunca organik olanlar tercih edilmeli.
  •     İsveç Chalmers Teknoloji üniversitesi’nde balık tüketimi ile daha uzun süreli nörolojik sağlık arasındaki bağlantıya ışık tutacak yeni bir araştırma yapılmış. Bu araştırmada farklı balık türlerinde bulunan ’’parvalbümin’’ adı verilen proteinin Parkinson hastalığı ile ilişkili belirli protein yapılarının oluşumunu önlemeye yardımcı olduğu gösterilmiştir.
  •     Uzun süredir bilişsel sağlığın iyileşmesiyle bağlantılı olarak balıklar  sağlıklı bir gıda olarak kabul edilmektedir, ancak bunun nedeni açık değildir. Buna bağlı olarak genellikle balıklarda yaygın olarak bulunan omega-3 ve-6 yağ asitlerinin sorumlu olduğu varsayılır ve yaygın olarak bu şekilde pazarlanır. Ancak bu konuyla ilgili bilimsel araştırma karma sonuçlar çıkarmıştır. Şimdi Chalmers’in yeni araştırması, birçok balık türünde yaygın olarak bulunan protein ’’parvalbümin’’ in bu etkiye katkıda bulunabileceğini göstermiştir.
  •     Parkinson hastalığının ayırt edici özelliklerinden biri, alfa-sinüklein adı verilen proteinin amiloid proteinini oluşturmasıdır. Parvalbümin alfa-sinüklein proteinlerini etkili bir şekilde kendi amaçları doğrultusunda kullanır ve kendi potansiyel olarak zararlı proteinlerin (amiloidlerin) oluşmasını önler.
  •     Bazı balık türlerinde bol miktarda bulunan parvalbümin proteini ile, diyetimizdeki balık miktarını artırmak Parkinson hastalığının tedavisi için basit bir yol olabilir. Ringa, morina, kırmızı somon, sazan ve kızıl balıklarında yüksek seviyede bulunurken diğer balık türlerinde de bulunmaktadır.

    Chalmers araştırmacıları balıklardaki ’’parvalbümin’’ seviyelerinin güneşin yoğun olduğu mevsimlerde daha çok bulunduğunu buna bağlı olarak sonbaharda tüketilen balıklardan parvalbümin proteininden daha çok faydalanılabilineceğini belirtmişler.

Bilge Kabakçı

Alphan Tüfekçi E.,Özenoğlu A.,Sökülmez P.,Nörolojik Hastalıklarda Beslenme Tedavisi,Hastalıklarda Beslenme Tedavisi,Hatiboğlu Yayınları Ankara,2.baskı,2014

Şeker Göksu Ş.,Yaşlılık Hastalıkları ve Beslenme,Hatiboğlu Yayınları Ankara,1.baskı,2016

 Chalmers Teknoloji Üniversitesi. "Daha fazla balık yemek Parkinson hastalığını önleyebilir." Günlük Bilim. ScienceDaily, 23 Nisan 2018. <www.sciencedaily.com/releases/2018/04/180423085420.htm>.

Hakkında: besinler

Amacımız sizlere beslenme ile alakalı en doğru ve en güncel bilgileri aktarmak. Bu yolda emek veren tüm yazarlarımıza sizler adına sonsuz teşekkürlerimizi sunuyoruz. Bizleri sosyal medyada takip etmeyi unutmayın.

Buna da bakın

KUMKUAT NEDİR?

Son Zamanların En Araştırılan Meyvesi Kumkuat Kumkuat Nedir? Kumkuat, Doğu Asya ve Çin’de doğal olarak …

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.