Postbiyotikler

Giriş

İnsan vücudunda, genomlarında ve metabolitlerinde ve yaşadıkları çevrede bulunan mikroorganizmaların bir araya gelmesine mikrobiyota denir. Mikrobiyotayı oluşturan mikroorganizmalar en çok gastrointestinal sistemde bulunmaktadır. İnsan vücudu, yaşayan mikroorganizmalar için dengeli, besin açısından zengin bir ortam sağlar ve karşılığında bir dizi fayda sağlar. Bu faydalar arasında bağışıklık sisteminin uyarılması, gıdanın daha iyi sindirilmesi ve emilmesi, patojenik floranın büyümesinin azalması ve bağırsak bariyer bütünlüğünün korunması yer alır.

Bağırsak mikrobiyotası da probiyotikler, prebiyotikler ve postbiyotiklerin incelenmesi için uygun bir ortamdır.

Probiyotikler

2013 yılında, bir uzman paneli, Dünya Sağlık Örgütü/Gıda ve Tarım Örgütü’nün (WHO/FAO) probiyotik tanımını, “yeterli miktarlarda uygulandığında, konakçıya bir sağlık yararı sağlayan canlı mikroorganizmalar” olarak değiştirdi. Potansiyel olarak, biyoaktif bileşikler olarak, çok çeşitli endüstriyel uygulamalarda, özellikle fırınlarda ve tahıl bazlı fermente edilmiş fonksiyonel içeceklerin üretiminde faydalı olabilirler. Genel olarak faydalı olduğu kabul edilen mikroplara probiyotik bakteri denir.

Prebiyotikler

Prebiyotiklerin eski ama hâlâ geçerli FAO (Gıda ve Tarım Örgütü) tanımı, ‘bir prebiyotik, mikrobiyotanın modülasyonu ile ilişkili konakçıya bir sağlık yararı sağlayan cansız (probiyotiklere zıt olarak) bir gıda bileşeni’dir. İlerleyen bazı çalışmalar prebiyotiklerin illa ki sadece bir gıda bileşeni olmayabileceğini de öne sürmektedir. Ayrıca prebiyotiklerin sağlık etkilerinin de belgelenmiş olması gerekmektedir.

Postbiyotikler

Probiyotik bakteriler tarafından salgılanan antimikrobiyal maddeler, postbiyotikler olarak kabul edilebilir ve gıda güvenliği için son derece önemli olabilir, gıdalardaki patojenlerin daha düşük büyümesini sağlar ve tüketicilerin sağlığını iyileştirir. Yani, probiyotik mikroorganizmalar prebiyotiklerle beslenir ve bunun sonucunda da postbiyotikler ortaya çıkar. Kısaca söyleyecek olursak postbiyotikler; probiyotiklerin yan ürünü olarak da ifade edilebilir.

Postbiyotiklerin Etkileri

Postbiyotikler, bağırsak ve bağırsağı içeren anti-inflamatuar, immünomodülatör, anti-obezojenik, antihipertansif, anti-proliferatif, antioksidatif ve hipokolesterolemik aktivite geliştiren immünolojik sistemi uyarabilir.

İmmünomodülatör Etki

Bağırsak mikrobiyomunun immünomodülatör etkileri uzun süredir öne sürülmüştür. Postbiyotikler bağışıklık hücrelerini güçlendirir ve tümör oluşumunu destekleyen TNF-α’yı baskılar.

Antitümör Etkileri

Yapılan çalışmalarla postbiyotiklerin enflamasyonu engelleyen bir anti-kanserojen olduğu belirlenmiştir. Tümör hücre oluşumunu azaltmaya yardımcı olur.

Enfeksiyon Önleme

Postbiyotikler antimikrobiyal etkiye de sahip olabilirler. Yapılan çalışmalarda çocuklardaki ishali ve solunum yolu enfeksiyonlarını azaltmada rol oynadığı gösterilmiştir.

Antiaterosklerotik Etkiler

Postbiyotikler ayrıca kalp hastalıkları riskini de azaltırlar. Kolesterol birikiminin önlenmesi ve lipid konsantrasyonlarının azalması ile ateroskleroz riskini önler.

Otofaji

Otofaji, hasarlı organellerin ve proteinlerin kendi kendini yok ettiği bir mekanizmadır. Postbiyotikler de bu mekanizmanın oluşumunu destekler.

Hızlandırılmış Yara İyileşmesi

Oksitosin, doğum sırasında uterus kasılmalarını uyarmada, davranışı değiştirmede ve duygusal bir bağ oluşturmada baskın bir rol oynayan çok yönlü bir nöropeptiddir. Ek olarak oksitosin, yara iyileşmesini uyarabilir ve hızlandırabilir. Postbiyotikler ise oksitosin oluşumuna katkıda bulunur.

Bunların mekanizmaların yanında postbiyotiklerin diğer etkilerine bakacak olursak;

  • Üretim teknolojisinde; postbiyotikler gıdaların raf ömrünün uzatılmasında, daha kolay nakliye ve saklanmasında kullanılmaktadır.
  • Postbiyotikler, bağışıklık sistemi olgunlaşmamış ve sızdıran bağırsak bariyeri olan çocuklarda özellikle önemli olan canlı mikroorganizmalara maruz kalma ihtiyacını ortadan kaldırır.
  • Ek olarak, fonksiyonel besinler, konağın bağışıklık aktivitesini arttırmak için postbiyotiklerle zenginleştirilebilir.
  • Postbiyotikler bunların yanında, meyve sularında gıda kaynaklı patojenlerin büyümesini de engelleyebilir.
  • Dahası, postbiyotik kullanımının kritik hastalarda, küçük çocuklarda ve prematüre yenidoğanlarda diğer ‘-biyotikler’ için çekici bir alternatif olabileceği öne sürülmüştür.

Postbiyotikler ve Gıdalar

Gıdada ve tıbbi teknolojide fermantasyon, postbiyotiklerin en yaygın kaynağıdır.

Tahıl tanelerindeki B vitamini içeriğindeki artış, postbiyotik fermantasyonun bir başka muhteşem örneğini sunar. Tahıllar, önemli düzeyde B grubu vitaminleri içerir. Sıklıkla, bu vitaminler öğütüldükten sonra çıkarılır veya ısıl işlemle yok edilir. Tahılların fermantasyonu ve ayrıca LAB ile ön işlemleri, B1, B2, B3, B9, B11 ve B12 vitaminlerinin içeriğini yükselterek bakteri sentezini destekler. Potansiyel olarak, tahıl bazlı ürünlerde B vitamini içeriğini artırmak için bir stratejidir.

Doğal olarak postbiyotiklerden zengin gıdaları da sayacak olursak bunlar; yoğurt, kefir, su kefiri, salamura edilmiş sebzeler, lahana turşusu, kimchi vb. fermente gıdalar olabilir.

Postbiyotikler ve Covid-19

Bağırsak mikrobiyomunun yapısı ve metabolik aktivitesi, şiddetli koronavirüs hastalığı 2019 (COVID-19) seyrini tahmin eden biyobelirteçlerin oluşumu ile ilişkili olabileceğinden postbiyotikler, SARS-CoV-2 enfeksiyonunun önlenmesi ve tedavisinde de yararlı olabileceği tartışılmaktadır.

Sonuç

Postbiyotiklerin sağlığa yararları kanıtlanmış fonksiyonel gıdalar olarak geniş çapta kabul edilebilmesi için, prebiyotikler ve probiyotikler için ISAPP (Uluslararası Probiyotikler ve Prebiyotikler Bilimsel Derneği), WHO (Dünya Sağlık Örgütü) veya FAO (Gıda ve Tarım Örgütü) tarafından formüle edildiği üzere, postbiyotiklerin kesin tanımı konusunda uzman bir fikir birliğine ihtiyaç vardır. Bu, yalnızca mikrobiyoloji veya beslenme alanında netlik açısından değil, aynı zamanda düzenleyici bir bakış açısından da büyük önem taşımaktadır.

Aslında yapılan çalışmalar bir takım hastalık risklerinin önlenmesinde umut vaad edici olsa da tartışmalı çalışmalar da vardır. Fakat kesin yargılara varabilmek için bu konuda daha fazla çalışmalara ihtiyaç vardır.

 

KAYNAKÇA

Wegh, C. A. M., Geerlings, S. Y., Knol, J., Roeselers, G., Belzer, C., (2019). Postbiotics and Their Potential Applications in Early Life Nutrition and Beyond, Int. J. Mol. Sci., 20, 4673.

Żółkiewicz, J., Marzec, A., Ruszczyński, M., Feleszko, W., (2020). Postbiotics—A Step Beyond Pre- and Probiotics, Nutrients, 12(8), 2189.
Tomasik, P and Tomasik, P., (2020). Probiotics, Non-Dairy Prebiotics and Postbiotics in Nutrition, Appl. Sci., 10(4), 1470.

Mehran Moradi, M., Kousheh, S. A., Almasi, H., Alizadeh, A., Guimarães, J. T., Yılmaz, N., Lotfi, A., (2020). Postbiotics Produced By Lactic Acid Bacteria: The Next Frontier İn Food Safety, Compr Rev Food Sci Food Saf., 19:3390-3415.

Gökırmaklı, Ç., Zeynep Banu GÜZEL-SEYDİM, Z. B., (2020). Türkiye 13. Gıda Kongresi, Çanakkale.
 
 


Hakkında: Melike Sedef Güneş

Buna da bakın

KUMKUAT NEDİR?

Son Zamanların En Araştırılan Meyvesi Kumkuat Kumkuat Nedir? Kumkuat, Doğu Asya ve Çin’de doğal olarak …

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.