Tıkınırcasına yeme davranışından ilk kez Albert Stunkard, yarım yüzyılı aşkın bir süre önce bahsetmiştir. Tanı ölçütleri olan bir klinik tablo olarak ise, 1991 yılında Spitzer ve arkadaşları tarafından tanımlanmıştır.
Tıkınırcasına yeme bozukluğu, Amerikan Psikiyatri Birliğinin sınıflandırma sistemi olan Ruhsal Bozuklukların Tanısal ve İstatistiksel Sınıflandırma Elkitabının (DSM) en son yayınlanan 5. Baskısı DSM-5’te “Beslenme ve Yeme Bozuklukları” bölümünde kendine özgü tanı ölçütleri olan bir yeme bozukluğu olarak tanımlanmıştır.
TIKINIRCASINA YEME BOZUKLUĞU (Bing Eating Disorder) NEDİR ?
Tıkınırcasına yeme bozukluğu; bir bireyin aynı zaman diliminde ve aynı koşullarda yiyebileceğinden çok daha fazla miktarda yiyeceği kısa bir süre içinde tükettiği, yemek yeme davranışını dizginleyemediği ve aşırı miktarlarda yemek yeme davranışının tekrar ettiği bir yeme bozukluğudur.
Tıkınırcasına yemenin temel özelliği, yemek yeme alışkanlıkları bu tanıma uyan kişilerde bulimia nervozanın ayırt edici özelliği olan tıkınırcasına yeme nöbetlerinin yol açabileceği etkileri giderebilmek için, hastanın kendini kusmaya zorlaması, ishale yol açan ya da idrar söktürücü ilaçlar kullanması, yeme alışkanlığını uzunca bir süre dizginlemesi yahut yorucu beden hareketleriyle metabolizmayı hızlandırması gibi tedbirlerin alınmamasıdır.
Tıkınırcasına yeme bozukluğu erişkinlerde en yaygın görülen yeme bozukluğudur. Kadınlarda erkeklerden daha yaygın görülmesine karşın diğer yeme bozukluklarına göre erkeklerde en çok görülen yeme bozukluğudur.
Yeme bozuklukları, sağlığı pek çok yönden etkiler vücuda ve beyne hem sağlık yönünden hem de psikolojik olarak zarar verir.
Tıkınırcasına yeme bozukluğu kalp krizi, yüksek tansiyon, yüksek kolesterol, böbrek hastalığı, artrit, kemik kaybı ve inme için yüksek risk oluşturmaktadır.
DSM-5’e göre Tıkınırcasına Yeme Bozukluğu Tanı Ölçütleri:
A.Tekrar tekrar görülen tıkınırcasına yeme dönemleri. Bir tıkınırcasına yeme döneminde aşağıdakilerin her ikisi de bulunur.
1.Benzer koşullarda, benzer sürede, çoğu kişinin yiyebileceğinden açıkça daha fazla yiyeceği ayrı bir zaman diliminde (ör. herhangi bir iki saatlik sürede) yeme.
2.Bu dönem sırasında, yemek yemeyle ilgili denetimin kalktığı hissinin bulunması.
B. Tıkınırcasına yeme dönemlerinde aşağıdakilerden üçü (ya da daha fazlası) görülür:
1.Alışılanın çok üstünde bir hızla yeme
2.Rahatsızlık verecek düzeyde tokluk hissedinceye kadar yeme
3.Açlık hissi duymuyorken aşırı miktarlarda yeme
4.Ne kadar yediğinden utandığı için yalnızken yeme
5.Yeme sonrası kendinden tiksinme, çökkünlük yaşama ya da suçluluk duyma.
C. Tıkınırcasına yeme ile ilgili belirgin bir sıkıntı duyulur.
D.Tıkınırcasına yeme davranışları ortalama üç ay içinde, en az haftada bir kez olmuştur.
E.Tıkınırcasına yemeye, bulimia nervozada olduğu gibi yineleyen uygunsuz telafi edici davranışlar eşlik etmez ve tıkınırcasına yeme yalnızca bulimia nervoza ve anoreksia nervozanın gidişi sırasında ortaya çıkmaz.
DSM-5’e göre Tıkınırcasına Yeme Bozukluğu’nun Şiddeti:
Ağır olmayan: Haftada ortalama bir-üç kez tıkınırcasına yemenin olması.
Orta derecede: Haftada ortalama dört-yedi kez tıkınırcasına yemenin olması.
Ağır: Haftada ortalama sekiz-on üç kez tıkınırcasına yemenin olması.
Aşırı derecede: Haftada ortalama on dört ya da daha fazla sayıda tıkınırcasına yemenin olması.
ORTAYA ÇIKMASINA ETKEN SEBEPLER
Zayıf olmanın bir başarı ölçütü olarak görüldüğü medyadaki dayatmaların sonucu oluşan ‘zayıflık güzelliktir’ algısı, kısa sürede hızlı kilo kaybını vaad eden şok diyetler, zayıf olmayanların başarısız, sıkıcı, iradesiz ve istenilmeyen kişiler olarak görülmesi yeme bozukluğu çekenlerin sayısını giderek artırmaktadır.
Aynı zamanda toplumda özellikle de medyada zayıf bireylerin toplumun başarı ve çekicilik modeli olarak sunulması insanlarda kilolu olursam başarılı ve güzel olamam toplumdan dışlanırım algısı yaratmaktadır. Pekçok insan, bir kişinin değerini vücut ölçüsü ve beden şekline göre belirlemeye başlamıştır.
Çoğu birey diyet adı altında adeta kendini aç bırakmakta ciddi kilo kayıpları yaşadıktan sonra sağlıklı ve sürdürelebilir bir beslenme programı içinde olmadıkları için kısa bir süre sonra verdikleri kiloları fazlası ile almaktadırlar.
Kendilerini kilolu, başarısız ve iradesiz hissettiği için diyet yapan insanlar yolun sonunda kendilerini daha kilolu daha başarısız ve daha iradesiz bulmaktadır ve bu bir kısır döngü halinde ilerlemektedir.
Bir diyet işe yaramadığında bir başkasını deneyen bireyler, bu süreç düzensiz yeme şekline dönüşene kadar tekrar tekrar devam etmektediler.
Tıkınırcasına yeme bozukluğunda genetik faktörlerin de etkisi olduğu düşünülmektedir. İkizler üzerinde yapılan bir çalışmada, tıkınırcasına yeme davranışında kalıtımın payının %41 olduğu belirlenmiştir.
Tıkınırcasına yeme bozukluğunun oluşumuna yol açan biyolojik süreçler hakkında yürütülen çalışmalar dopamin, opioid, ghrelin ve serotoninin rolü olduğunu ileri sürmektedir. Beyindeki ödülle ilişkili bölgelerde, dopamin, asetilkolin ya da opioid sistemlerinde meydana gelen değişikliklerin tıkınırcasına yemeyi arttırdığı söylenmektedir. Aynı zamanda bozulmuş serotonin mekanizmasının da tıkınırcasına yeme bozukluğu ile ilşkili olduğu düşünülmektedir.
Obezite ise bir diğer risk faktörüdür. Obez bireylerde normal bireylere göre tıkınırcasına yeme atakları daha çok görülmektedir.
PSİKOLOJİK SEMPTOMLAR
DSM-IV’e göre , yeme bozuklukları nadiren tek başına görülürler. Bu bozukluklara neredeyse her zaman psikiyatrik bozukluklar eşlik eder.
Yeme bozukluklarında, duygudurum bozukluğu, anksiyete bozukluğu, madde kullanım bozukluğu ve kişilik bozukluğu gibi birçok psikiyatrik bozukluk eş tanı olarak bulunmaktadır.
Depresyon yeme bozukluğuna en sık eşlik eden psikiyatrik bozukluktur. Tıkınırcasına yeme bozukluğunda, diyet yapanlara göre depresyon belirtileri daha fazla görülmüştür. Depresyondan sonra en sık görülen psikiyatrik bozukluk anksiyete bozukluğudur. En sık görülen bazı yaygın anksiyete bozuklukları sosyal fobi, basit fobi, obsesif kompulsif bozukluk olmasına karşın tıkınırcasına yeme bozukluğunda en yaygın görülen sosyal fobidir çünkü bireyler yeme davranışlarını kontrol edemeyip tıkınırcasına yediği için utanç duyarlar bu nedenle de yemek yerken toplum içinde bulunmak istemezler.
Yapılan bir çalışmada tıkınırcasına yeme bozukluğu olan kadınlarda yüksek vücut memnuniyetsizliği, sosyo-kültürel faktörlerin ve yeme psikopatolojisinin etkisi daha yüksek bulunmuştur.
TEDAVİ
Tıkınırcasına yeme bozukluğunun tedavisindeki temel hedefler; tıkınırcasına yeme nöbetlerinin ortadan kalkması ve sağlıklı bir yemek yeme alışkanlığının kazanılması, istikrarlı bir vücut ağırlığına sahip olunması, obeziteye bağlı rahatsızlıkların ve bunların yanı sıra görülen ruhsal rahatsızlıkların tedavisidir .
Tıkınırcasına yeme bozukluğu tedavisinin birincil amacı, tıkınırcasına yemekten ve daha sonra da sürdürülebilir bir kilo kaybından kaçınmaktır. Kilo kaybı tedavisi, tıkınırcasına yemekten kaçınabilenlere sunulabilir.
Yine de tedavi motivasyonun artırılması ve sürdürülmesi amacıyla daha sağlıklı beslenme ve yaşam tarzlarına yönelik eğitim, işlevsiz düşüncelerin ve alışkanlıkların değiştirilmesi, çatışma ve olumsuz duygularla başa çıkma içgörü ve becerilerinin artması, fiziksel ve psikiyatrik komorbiditelerin tedavisini de hedeflemelidir. Tıkınırcasına yeme bozukluğuna birçok etmen neden olduğu için tedavi sürecinde diyetisyen, hekim, psikolog ve psikiyatrist iş birliği içinde çalışmalıdır.
Tedavi yöntemleri olarak; İlaç Tedavileri, Bilişsel-Davranışçı Terapi, Kendi Kendine Yardım Terapisi, Davranışçı Yöntemlerle Kilo Verme Terapisi, Kişilerarası Psikoterapi, Diyalektik Davranışçı Terap, Motivasyonel Terapi gibi psikoterapi yöntemleri ve Bariatrik Cerrahi yöntemleri uygulanmaktadır.
Tıbbi beslenme tedavisi ve psikoterapi, yeme bozukluklarının tedavisinin iki ayrılmaz parçasıdır.
PSİKOTERAPİ
Tıkınırcasına yeme bozukluğu kişiyi fiziksel, duygusal, psikolojik, zihinsel, maddi ve sosyal olarak fazlasıyla etkilemektedir.
Kişilik özelliklerinin yeme bozukluklarının başlamasında, belirtilerinde ve devamında rol oynadığı düşünülmektedir. Bu nedenle psikolojik destek tedavi sürecine en çok katkısı olan yöntemlerdendir. Psikoterapi yöntemlerinden bilişsel davranışçı tedavi en çok tercih edilen ve fayda görülen yöntemdir.
BİLİŞSEL DAVRANIŞCI TERAPİ
Tedavi sürecinde hastalarla işbirliği kurarak işlevsel olmayan otomatik düşünceleri ve bunların altında yatan inançları inceler. Ruhsal rahatsızlıklara yol açan çarpık düşünceleri saptayıp değiştirmeyi, çevreyle yeni ilişkiler kurmayı ve eski davranışları değişikliğe uğratmayı hedef alır.
Tıkınırcasına yeme bozukluğunda tıkınırcasına yeme, katı diyet yapma, hastanın dış görünümü ve kilosu üzerindeki saplantılı düşünceleri ve düşük özgüveni hedef alınır.
Ortalama yirmi seans olarak planlanan tedavi üç evrelidir.
İlk evrede; temel amaç yeme davranışı üzerinde bir kontrol kurulmasının sağlanmasıdır. İlk olarak verilen psikolojik eğitim seansları boyunca hastaya tıkınırcasına yeme ile obezite arasındaki ilişki hakkında bilgi verilir; diyetin ve egzersizin önemi üzerinde durulur; besinler hakkında bilgi verilir.
Davranışçı yöntemler uygulanmaya başlandığında ise;
- Ana ve ara öğünler düzenlenir.
- Uyarıcı kontrolü sağlanmaya çalışılır.
- Hastanın yemek yemeyi yavaşlatması için çeşitli yöntemler geliştirilir.
- Öğünlerin düzenlenmesi hastada kilo alacağı endişesi doğurabileceği için, hastanın kilosunun her hafta yeniden ölçülmesi tavsiye edilir.
Uyarıcı kontrolü sağlamak için ;
- Tabağı tepelemesine doldurmak yerine yeterince doldurmak,
- Tabakta yemek bırakmak,
- Atıştırılması kolay yiyeceklerin evde bulundurulmaması,
- Aç karnına alışverişe çıkmamak,
- Alışverişte hazırlanması vakit alan yiyeceklerin satın alınması
gibi yöntemler üzerinde durulur.
Öğünler arasında tıkınırcasına yemeye olan yatkınlığın arttığı saatlerde hoşa giden faaliyetler (bir arkadaşına telefon etmek, duşa girmek gibi) planlanabilir.
İkinci evrede; Hastanın yemek yeme, kilo alma, besinler ve kendi dış görünümü hakkında işe yaramayan ve rahatsızlığa yol açan düşünceleri, inanışları belirlenir ve bunlar daha esnek düşünce ve inançlarla değiştirilmeye çalışılır.
Üçüncü evrede; Terapi sürecinde elde edilen kazanımların sürdürülmesi ve eski alışkanlıklara yenik düşmenin önüne geçilmesi üzerinde durulur. Birçok hasta, yeme konusunda bir daha bu duruma düşmeyeceğine inanabilir. Bu yüzden bu durumdaki hastalara, rahatsızlığın nüksetmesi ile geri dönüş arasındaki farklar açıklanmalı, hayatının daha sonraki yıllarında yeme ile ilgili bir rahatsızlığı olursa, o zamana kadar öğrendiği teknikler çerçevesinde neler yapabileceği anlatılmalıdır.
TIBBİ BESLENME TEDAVİSİ
Yeme bozukluğu tedavisinde uzman olan diyetisyenler; elektrolitlerin, hayati belirtilerin, kilonun, besin alımının ve yeme davranışlarının tıbbi olarak izlenmesine yardımcı olur yeme alışkanlıklarını ve davranışlarını normalleştirmenin yanı sıra yiyeceklerle ilgili zorlukların üstesinden gelmenize yardımcı olabilecek önerilerde bulunarak sizi yiyeceklerle ve vücudunuzla barışık hale getirme konusunda size rehberlik edecektir. Bu nedenle tıbbi beslenme tedavisinin iyileşme sürecinin bir parçası olması gerekmektedir.
Beslenme tedavisinin temel taşları beslenme eğitimi, yemek planlaması, düzenli beslenme düzeninin oluşturulması ve diyetin kaldırılmasıdır.Etkili beslenme tedavisi bilişsel davranışçı terapi tekniklerini kullanabilir.
Kilo kaybı tedavisi, kilo kaybını teşvik etmek için çok önemlidir ve bu nedenle, yüksek vücut memnuniyetsizliği ve vücut ağırlığı ile karakterize edilen tıkınırcasına yeme bozukluğu olan hastalar arasında büyük dikkat çekmektedir.
Ayrıca, vücut ağırlığının hastalık şiddeti ile doğrudan ilişkili olmasa bile, birçok tıbbi komorbidite ile sıkı sıkıya ilişkili olduğu hatırlatılmalıdır, vücut ağırlığı, tıkınırcasına yeme bozukluğunun etkilediği kişilerde algılanan sağlık, ruh hali ve benlik saygısını büyük ölçüde etkilemektedir. Fakat çoğu vakada tedavi ilk başta kilo kaybını değil, kilo stabilizasyonunu hedeflemelidir.
Bireylerin daha sonrasında hayal kırıklığı yaşamaması adına kilo kaybı hedefleri gerçekçi hedefler olmalıdır.
Önerilen kalorik kısıtlamalar ılımlı olmalıdır.
Zayıflama veya stabilizasyondan sonra kilo kaybı yine de izlenmeli ve kilo alma riskinin artması nedeniyle kısa sürede ciddi kilo verme girişimi cesaretlendirilmemelidir.
Zayıf uyumluluk suçlanmamalı bunun yerine beslenme programlarında değişikliklere gidilmeli ve birey yeme davranışını kontrol etmesi için teşvik edilmelidir.
Herhangi bir yiyecek seçiminin tamamen dışlanması yerine hastaları, yiyecek alımlarını bireysel ihtiyaçlara göre yönlendirmeye teşvik etmek daha yararlı olmaktadır.
Fiziksel aktivite, dengeli beslenmeyle birleştiğinde, hem yağ tüketimine doğrudan etkisi hem de aşırı gıda alımı üzerindeki önleyici etkisi olduğu için kilo kaybı için bir başka temel faktördür. Ayrıca diyetle ulaşılan hedeflerin korunmasına yardımcı olur ve tıkınırcasına yeme bozukluğunun klinik komorbiditelerini düşürerek ruh halini ve genel sağlığını iyileştirir. Ancak, tıkınırcasına yeme bozukluğu hastalarının sağlık sorunları nedeniyle, fiziksel aktivite yavaş yavaş ve yakın tıbbi gözetim altında yapılmalıdır
ÖNERİLER:
Peki yeme bozukluğu yaşamamak için neler yapabiliriz ?
☆Sağlıklı beslenme ve yemek planlama konusunda bir diyetisyen tarafından bilgilendirilmelisiniz.
☆Sağlıklı beslenmeyi hayatınıza yerleştirmelisiniz.
☆Uzun süre açlık yaşamak yeme ataklarını tetiklediği için düzenli olarak ihtiyaçlarınıza göre düzenlenmiş ana ve ara öğünler yapmalısınız.
☆Yemek yerken hızlı yememeli ve çokça çiğnemelisiniz.
☆Duygusal açlık ve fiziksel açlık birbirine karıştırılmamalıdır. Aç olan mideniz mi yoksa beyniniz mi ayırt etmeniz gerekir.
☆Duygusal geçmişinizi irdelemeli sizi yemeye iten sebepleri bulmalısınız.
☆Hayatınızdaki stres faktörlerini belirlemelisiniz bunları azaltmak için ya da stresinizi yönetmek için psikolojik destek alabilirsiniz.
☆Eğer stres altındayken, üzgünken vs. çok yemek yiyorsanız böyle durumlarda mutluluğu yiyeceklerde aramak yerine açık havada yürüyüşe çıkmak gibi başka alışkanlıklar edinmelisiniz.
Eğer sizde;
❗Tıkınırcasına yeme atakları yaşıyorsanız,
❗Açlık hissi duymadan çokça yiyorsanız,
❗Normalde yemeniz gerekenden çok daha fazla miktarlarda yiyecek tüketiyorsanız,
❗Sürekli yemek düşünüyorsanız,
❗Bazı besinleri takıntılı derecede yemek istiyorsanız,
❗Fazlasıyla yemekten utandığınız için toplum içinde yemekten hoşlanmıyor utanıp yalnız yemeyi tercih ediyorsanız,
❗Yemek yerken yalnız olduğunuzda kendinizi daha rahat ve güvende hissediyorsanız,
❗Yemek yedikten sonra suçluluk hissediyor ve yediklerinizden pişmanlık duyuyorsanız,
❗Yemek yerken kontrolü kaybettiğinizi hissediyorsanız ,
Bir uzmana danışmanız faydalı olacaktır.
Halise Tanoğlu
Kaynakça:
Position of the american dietetic association: nutrition ıntervention in the treatment of anorexia nervosa, bulimia nervosa, and other eating disorders. J Am Diet Assoc. 2006 Dec;106(12):2073-82.
Turan Ş, Poyraz C, Özdemir A. Tıkınırcasına yeme bozukluğu-Binge eating disorder. Psikiyatride Güncel Yaklaşımlar-Current Approaches in Psychiatry 2015; 7(4):419-435.
Bautista-Díaz ML, Franco-Paredes K, Mancilla-Díaz JM, Alvarez-Rayón G, López-Aguilar X, Ocampo Téllez-Girón T, Soto-González Y. Body dissatisfaction and socio-cultural factors in women with and without BED: their relation with eating psychopathology. Eat Weight Disord. 2012 Jun;17(2):e86-92. Epub 2012 Feb 6.
Dingemans AE, Bruna MJ, van Furth EF. Binge eating disorder: a review. Int J Obes Relat Metab Disord. 2002 Mar;26(3):299-307.
Amianto F, Ottone L, Daga GA, Fassino S. Binge-eating disorder diagnosis and treatment: a recap in front of DSM-5. BMC Psychiatry. 2015; 15: 70. Published online 2015 Apr 3.
Semiz M, Kavakcı Ö, Yağız A, Yontar G, KUgu N. Sivas il merkezinde yeme bozukluklarının yaygınlığı ve eşlik eden psikiyatrik tanılar. Türk Psikiyatri Dergisi 2013;24(3):149-57.
Saygılı S, Beslenme Psikolojisi, 1.baskı, Elit Kültür Yayınevi, İstanbul, Mart 2015.
Wolfrom T, Understanding eating disorders. Academy of Nutrition and Dietetics, 2017. Erişim adresi: https://www.eatright.org/health/diseases-and-conditions/eating-disorders/understanding-eating-disorders