Yenidoğanın 2500 gram ve altında olması düşük doğum ağırlığı olarak anımlanmakta. Düşük doğum ağırlığı; hipotermi, neonatal sepsis, solunum güçlükleri, mide-bağırsak fonksiyonlarında bozulma ve metabolik bozukluklara neden olabilmekte ve neonatal morbidite ve mortalite ile sonuçlanabilmektedir. Uzun vadeli olumsuz etkileri incelendiğinde ise sağlığın daha kötü olması, gelişim sorunları ve eğitim düzeyinin daha düşük olmasına neden olabilmektedir. TNSA 2013 sonuçlarına göre anneleri tarafından doğum kilosu düşük olarak beyan edilen bebeklerin ölüm riski, doğum ağırlığı normal ya da fazla olarak beyan edilen bebeklerden iki kat daha yüksektir.
Gebelikte beslenmenin amacı annenin hem kendi fizyolojik gereksinimlerini karşılayarak vücudundaki besin öğeleri yedeğini dengede tutmak hem de fetüsün normal büyümesi için gerekli enerji ve besin öğelerini sağlamaktır. Fetüsün bedensel ve zihinsel olarak büyümesi ve gelişmesi annenin gebeliği süresince yeterli ve dengeli beslenmesi ile mümkündür.
Besin öğelerinin yeterli düzeyde alınması açısından besin gruplarının gebelikte günlük tüketilmesi gereken miktarları;
Et, yumurta ve kurubaklagil grubundan 3 porsiyon
Süt ve süt ürünleri grubundan 3-5 porsiyon
Sebze grubundan 3-5 porsiyon
Meyve grubundan 2-4 porsiyondur.
Gebelik döneminde bulantı yaşama durumu düşük doğum ağırlıklı bebek doğurma riskini 2.8 kat, kusma 3 kat, mide yanması ise 3.5 kat arttırmaktadır. Gebelik döneminde süt ve süt ürünü ile yetersiz beslenme düşük doğum ağırlıklı bebek doğurma riskini 5.2 kat arttırmaktadır. Gebelik döneminde yetersiz meyve yeme durumu düşük doğum ağırlıklı bebek doğurma riskini 9.1 kat arttırmaktadır.
Gebelikte haftalık tüketilen besin gruplarının porsiyon miktarına göre bebeklerin doğum kiloları değerlendirildiğinde;
Haftada 2-3 porsiyonun altında süt ürünü tüketen gebelerin bebeklerinin kilosu ortalama 2610.60 kg iken
Haftada 3-4 porsiyon ve üzerinde tüketenlerin 2972.36 kg dır.
Bu çalışmada haftada 2-3 porsiyon ve altında meyve tüketen lohusaların bebeklerinin kilosu ortalama 2419.33
haftada 4-5 porsiyon ve üzerinde meyve tüketenlerin kilosu ortalama 2916.29’dir. Bu Araştırma, lohusaların gebelik dönemlerinde görülen bulantı ve kusma şikayetlerinin sık olması durumunun düşük doğum ağırlıklı bebek doğurma riskini arttırdığını göstermektedir. Süt ve süt ürünleri yüksek düzeyde kalsiyum içermektedir. Bir porsiyon süt 300 mg, bir porsiyon yoğurt 450 mg, 1 porsiyon peynir ise 300-400mg kalsiyum içermektedir.
Gebelerin günlük tüketmesi gereken porsiyon miktarı ihtiyacı olan 1000-1300 mg’’ı karşılamaktadır. Gebelikte yetersiz düzeyde kalsiyum alınması kan damarlarının genişlemesine engel olacak ve bebeğe plasentadan giden kan miktarı azalacağı için düşük doğum ağırlıklı bebekler görülecektir. Et ve et ürünleri yüksek düzeyde demir içermektedir. Gebelik döneminde et ve et ürünleri ile yetersiz beslenme ve düşük doğum ağırlıklı bebek doğurma arasında bir ilişki bulunamamıştır nedeni ise lohusaların gebelik döneminde ek olarak demir preparatı kullanmaları olabilir.
Taze meyveler vitamin ve mineral açısından zengin olan besin gruplarıdır. Araştırmamızda lohusaların gebelik döneminde yetersiz meyve yeme durumunun düşük doğum ağırlıklı bebek doğurma riskini 9.1 kat arttırdığı bulunmuştur.
Çalışmamızda, düşük doğum ağırlıklı bebeği olan lohusaların normal doğum ağırlığında bebeği olan lohusalara göre bulantı,
kusma ve mide yanması gibi şikayetlerin beslenmesini olumsuz etkilediği ve özellikle süt/süt ürünleri ve taze meyveleri yeterli
porsiyonlarda tüketmemesi sonucunda dengeli beslenmediği belirlenmiştir. Çalışmamızda Beden Kitle İndeksi ve gebelikte
toplam kazanılan kilo ile bebeğin doğum ağırlığı arasında bir ilişki bulunamamıştır. Bu durum düşük doğum ağırlıklı bebek doğuran lohusaların gebeliği süresince yeterli enerji alarak toplam alması gereken kiloyu aldığını fakat dengeli bir şekilde beslenmediğini göstermektedir.
Yazar: Ruken Kulin
Kaynak:
Hülya Türkmen, Rahime Sarkın. (2016). “Düşük Doğum Ağırlıklı Bebek Doğuran Lohusaların Gebeliklerindeki Beslenme Durumları”. SDÜ Sağlık Bilimleri Enstitüsü Dergisi. 7(1), 22-28.