Emzirme, yeni bir canlıyı dünyaya getirmenin devamında gelişen, anne-bebek arasındaki bağın belki de en güçlü göstergelerinden biridir. Doğumdan hemen sonra başlayan bu süreç sağlıklı bir şekilde sürdürülmelidir. Bu süreçte en önemli iki unsurdan biri bebeğin ilk 6 ay yalnızca anne sütüyle beslenmesi, bir diğeri ise annenin beslenme durumudur.
Günümüzde yapılan bilimsel araştırmalar da ilk ayda yalnızca anne sütü ile beslenilmesi ve emzirmenin de en az iki yaşına dek sürdürülmesi sonucunu ortaya koymuştur. Çünkü ”anne sütünde özellikle kanser hücrelerini öldüren bir madde” bulunmuştur. Beslenme kadar önemli bir diğer konu da annenin psikolojik durumu ve bebeğiyle kurduğu bağdır. Huzurlu olan, rahat emzirebilen, bebeğiyle yalnız kalabilen ve mutlu olan annelerin hem sütü artmakta hem de bebekleri daha huzurlu olmaktadır. Bu durum aynı zamanda emzirmede sütün artması için toplum tarafından yapılacak yanlış beslenme müdahalelerine kapalı olmak gerektiğini ortaya koymaktadır.
Emzirmenin sadece bebeğe değil anneye de birçok faydası bulunmaktadır. Bunlar çeşitli şekilde olmakla beraber başlıcaları;
Uzun dönemde; meme karsinomu, yumurtalık karsinoması, endometriyal karsinom, osteoporoz ve tip 2 diabetes mellitus hastalık risklerini azaltması,
Kısa dönemde ise; laktasyonel amenore, doğum sonrası depresyon durumlarına karşı koruyucu olduğu ve doğum sonrası daha hızlı kilo vermeyi kolaylaştırmasıdır.
Aynı zamanda kalp hastalıkları riskini azalttığına dair kanıtlar da mevcuttur. Ancak etkilerin gözlenmesinde emzirme süresi önemli rol oynamaktadır.
Emziklik döneminde bebeğin beslenmesi annenin aldığı besinlerin bir ürünü olan ve salgıladığı sütten karşılanmaktadır. Dolayısıyla süt için gerekli besinler de annenin gereksinimine ek sayılmalıdır. Çünkü bebeğin büyümesi ve sağlıklı beslenebilmesi annenin salgıladığı sütün enerjisi ve besin ögeleri, annenin yedikleri ile kendi vücudundaki depolardan sağlanmaktadır.
Bu açıdan emzirme döneminde amaç :
Annenin kendi fizyolojik gereksinimlerini karşılayarak vücudundaki besin ögeleri yedeğini dengede tutmak.
Bebeğin büyümesi ve salgılanan sütün gerektirdiği enerji ve besin ögelerini tam olarak karşılamaktır.
Peki nedir bu besin ögeleri ?
- Vitamin A, B1,B2, B6, B12, D,
- omega-3, omega-6,
- iyot,
- protein,
- mineral,
- eser elementler,
- folat ön plana çıkanlardır.
Bunlara ek olarak, süt ve süt ürünleri, yeşillikler, sebze-meyve, et ve kurubaklagiller de düzenli olarak tüketilmelidir.
!Anne depolarını koruyabilmek ve sütünde yeteri kadar bulundurabilmek için bu grupları daha fazla tüketmelidir.
!Besin grupları dışında emziren annelerin yemeklerine koydukları yağ, tatlılara ve içeceklere koydukları şeker oranlı olmalıdır.
!Peynir- zeytin gibi ürünlerde tuz oranının az olmasına dikkat edilmelidir. Yemeklerde kullanılan tuzun iyotlu tuz olmasına dikkat edilmelidir. Pişirme yöntemi olarak ızgara ya da nemli sıcaklıkta pişirme daha uygun olacaktır.
!İlaç, alkol, sigara alınmamalıdır.
!Çay, kahve günde iki kez kullanılabilir ancak fazla içilen çay kahveler hem bebeğin sağlığını olumsuz etkilemeye hem de uyku sorunu yaşamasına sebep olmaktadır. İçecek olarak en ideali ayran, süt ve taze meyve sularıdır.
Zeynep Bengisu Ejder
Kaynakça:
Gökçay. Prof. Gülbin / Anne Sütünün Önemi ve Emzirme Danışmanlığı / İstanbul Üniversitesi Çocuk Sağlığı Enstitüsü ve İstanbul Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Sosyal Pediatri Bilim Dalı
Baysal. Prof.Dr. Ayşe / Gebe ve Emzikli Kadınların Beslenmesi / Beslenme / Hatipoğlu yayıncılık / 16.basım / Ankara
Aygün. Prof.Dr. Canan / Besleyeni Beslemek /19 Mayıs Üniversitesi Tıp Fakültesi http://puader.org.tr/files/file/pdf/puader_kongre_2/9.pdf
Abou-Dakn M. Bundesgesundheitsblatt Gesundheitsforschung Gesundheitsschutz. / 2018 /61(8):986-989.
Abou-Dakn M , Health effects of breastfeeding on the mother,Bundesgesundheitsblatt Gesundheitsforschung Gesundheitsschutz. 2018 Aug;61(8):986-989