Başlangıç / Beslenme & Psikoloji / Hipotalamus ve Açlık Hissi Oluşumu

Hipotalamus ve Açlık Hissi Oluşumu

Günümüzde en çok konuşulan ve en güncel konulardan biri olan obezitenin ortaya çıkmasında anlaşılması zor birçok etkinin olduğunu söyleyebiliriz. Bu etkilerin oluşmasında ise hiç şüphesiz beyin ve beyinde yaşananların en önemli etkiyi yaptığını söyleriz. Beyin içerisinde milyonlarca hatta milyarlarca sinir ağını ve birçok hormonu içerisinde barındıran bir organdır. Beyindeki açlık ve tokluk oluşum sürecine bakmak için hipotalamus anatomisini ve fizyolojisini iyi bilmek gerekir. Hipotalamus içerisinde lateral hipotalamus adlı açlığı uyaran bir bölüm bir de ventromedial çekirdek olarak adlandırılan tokluğu uyaran bir merkez vardır. Hipotalamusta çeşitli nöronlar ve peptidler bu merkezlerde işlev göstererek açlık ve tokluk hissinin oluşmasını sağlar.

AÇLIK HİSSİNİ OLUŞTURAN ANA FAKTÖRLER

İştahı açan yani açlık hissi oluşturan faktörlerin başında Ghrelin hormonu gelmektedir. Ghrelin gastrointestinal sistem tarafından sentez edilir. İlk defa 1999 senesinde Kojima ve arkadaşları tarafından keşfediliyor.. Az da olsa bağırsak, böbrek, hipofiz bezi, plasenta ve hipotalamus tarafından da üretimi olmaktadır. Ghrelin’in açlık hissiyle olan ilişkisine baktığımızda, insanlarda yapılmış olan deneylerin sonucunda obezite ve kalori alımına bağlı olarak Ghrelin düzeyleri azalmış, açlıkta ve anoreksiya nevrozalı hastalarda ise artış göstermiştir. Bu da bize Ghrelin hormonunun enerji depolarındaki boşalmada ve kaşeksinin oluşumunda engelleyici bir hormon olduğunu ve öğün öncelerinde düzeylerindeki artıştan dolayı iştahı uyardığını düşündürmektedir.Bununla birlikte beyinde hipotalamik nukleusta, hipokampusta, substansia nigrada ve ventral tegmental alanda Ghrelin reseptörlerinin bulunduğu bildirilmiştir. Araştırmalar ghrelin hormonun   nöropeptid Y  ve agouti ilintili peptid hücrelerini de içinde bulunduran arkuat nukleusta aktivitesinin arttığını göstermiştir. Dolayısıyla ghrelin’ in bu iki mekanizma üzerinden iştah artırıcı etkisi olabileceği düşünülmektedir.Bir başka açlık hissini oluşturan faktörün nöropeptid y olduğu söylenmektedir. Nöropeptid y(NPY)’ nin iştahı ve beslenmeyi kuvvetlendirici bir hipotalamik nörotransmitter olduğu bildirilmiştir. Aynı zamanda da leptin hormonunu tarafından da işlevinin inhibe edildiği de bilim adamları tarafından bilinmektedir. NPY’ nin besin alımı üzerinde ve vücut ağırlığını düzenlemede etkisi vardır. NPY baskılandığı zaman besin alımında da baskılanma görülmüştür. Besinin kısıtlandığı durumlarda ve besinin yokluğu durumlarında NPY sentezinin arkuat nukleusta arttığı ve artan NPY ’nin PVN’ye salındığı ve besin alımının arttığı da gözlemlenmiştir. Açlık hissinin oluşumunda agouti ilintili peptid(Agrp) de önemlidir. Farede Agrp’nin aşırı üretiminin ya da ektopik ifadesinin obezite ile ilişkilendirildiği bulunmuştur.

AÇLIK HİSSİNİ OLUŞTURAN DİĞER FAKTÖRLER

Nitrik Oksit (NO) açlığı artıran bir başka etmendir. NO sentezinin merkezi yoldan baskılanma işlemi besin alımını azaltmaktadır. Mch olarak bilinen melanosit konsantre edici hormon lateral hipotalamusta bulunmaktadır. Hipotalamik Mch mrna’sının açlık ve leptin yetmezliği gibi durumlarda Up regule olduğu gösterilmiştir. Mch’ın intravenöz yolla uygulandığı takdirde besin alımını arttırdığı, yokluğu durumunda ise vücut ağırlığını azalttığı söylenmektedir. Opioid tehditlerin de  özellikle endojen kappa agonistlerinin besin alımı üzerinde pozitif etkisi olduğu sanılmaktadır. Bu peptitlerin tatlı gibi bazı besinlerin hoş duyu deneyimlerinde olan rolünün obezite üzerindeki etkisi de bilim adamlarınca merak  uyandıran bir konudur. Son olarak kortikosteroidlerin açlık üzerinde etkisine değinelim. Leptini azaltılmış ve adrenal bezi çıkarılmış deney hayvanlarında şişmanlık gelişiminin tamamen önlendiği görülmüştür.

Hakkında: besinler

Amacımız sizlere beslenme ile alakalı en doğru ve en güncel bilgileri aktarmak. Bu yolda emek veren tüm yazarlarımıza sizler adına sonsuz teşekkürlerimizi sunuyoruz. Bizleri sosyal medyada takip etmeyi unutmayın.

Buna da bakın

Sosyal Medyanın Yeme Bozuklukları Üzerine Etkisi

Günümüzde artan sosyal medya kullanımı, bireylerde stres ve takıntı haline gelerek yeme davranış bozukluklarına yol açabilmektedir.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.