Başlangıç / Besinler / Karbonhidrat Kısıtlaması Doğru Mudur?

Karbonhidrat Kısıtlaması Doğru Mudur?

Karbonhidrat nedir ?

Karbonhidratlar vücutta temel enerji sağlayan besin ögesidir ve genellikle besinlerde en fazla bulunan besin ögesidir. Karbonhidratların büyük bir kısmı sindirildikten sonra monosakkaritlere ( glikoz , galaktoz , fruktoz ) ayrıştırılarak emilir , sindirilmeyen disakkaritler , oligosakkaritler  ve polisakkaritler ise emilemez ve kalın bağırsağa geçerek posa (diyet lifi ) olarak görev alır .
 

 

Karbonhidratların Vücuttaki İşlevleri

  • Vücudun birincil enerji kayağıdır , beyin dokusu enerji için sadece karbonhidratı kullanır .  
  • Karbonhidratların gereğinden az alınırsa vücutta normalden daha fazla ketonlar ( aseton vb.) ve asitler oluşur . Bu moleküller vücut sıvılarında asiditeyi arttırır ve kanın alkalisini azaltır , bu duruma ketozis denir . Eğer ketozis uzun süreli olur ve kanın alkalitesi çok azalırsa komaya neden olabilir .
  • Su ve elektrolitlerin vücutta tutulmasını sağlar . Ayrıca sodyumun barsaklardan kana emilmesine yardımcı olur .
  • Proteinin enerji için kullanılmasını önleyerek proteine olan gereksinimi azaltır .
  • Sindirilmeyen disakkaritler , oligosakkaritler  ve polisakkaritler posa olarak görev alır , barsak hareketlerini arttırarak  burada oluşan atıkların dışkı olarak atılmasına yardımcı olurlar . Posa diyette çok az olursa barsak hareketleri azalır , kabızlık oluşabilir .

Düşük Karbohhidrat Tüketiminin Yararları

  • Çalışmalar, karbonhidrat kesmenin iştahı ve kalori alımını otomatik olarak azaltabileceğini göstermektedir.
  • düşük karbohdiratlı beslenen bireyler , düşük yağlı beslenen bireylere göre daha fazla ağırlık kaybettiği gösterilmiştir ancak uzun vadede bu avantajını kaybetmektedir .
  • Düşük karbonhidrat diyetlerinde kaybedilen yağın büyük bir yüzdesi, ciddi metabolik problemlere neden olduğu bilinen zararlı karın yağı olma eğilimindedir.
  • Düşük karbonhidrat diyetleri, kalp hastalığı riskinizi artıran yağ molekülleri olan kan trigliseritlerini düşürmede çok etkilidir . 
  • Düşük karbonhidrat diyetleri yağ bakımından yüksek olma eğilimindedir ve bu da “iyi” HDL kolesterolün kan seviyelerinde etkileyici bir artışa yol açar.
  • Kan şekeri ve insülin seviyelerini düşürmenin en iyi yolu, tip 2 diyabeti tedavi edebilen ve hatta tersine çevirebilen karbonhidrat tüketimini azaltmaktır. (insülin kullanan bireyler karbonhidrat kısıtlaması yapmadan önce doktoruna danışmalıdır .)
  • Sağlıklı düşük karbonhidrat diyetleri, kalp hastalığı ve tip 2 diyabet riskinizi artıran ciddi bir durum olan metabolik sendromun beş anahtar semptomunun tümünü etkili bir şekilde tersine çevirir.
  • Düşük karbonhidrat diyetinin  çocuklarda epilepsi tedavisinde yararlı olduğu kanıtlanmıştır .

Düşük Karbonhidrat Tüketiminin Zararları

  • Çok düşük karbonhidratlı beslenme kan şekerinin kritik sınırlara inmesine, tiroit bezindeki hormon üretim dengesinin bozulmasına ve T3 hormonu üretimi azalırken reverse-T3 adı verilen hormonun artmasına kısacası üretimin “aktif” hormondan “inaktif” hormon olarak değişmesine neden oluyor. Bu da hipotiroidi adı verilen tiroit tembelliğinin oluşmasına yol açabiliyor.
  • Yanlış uygulanan diyetler stres hormonu olarak bilinen kortizol hormonunun  artmasına yol açıyor. Yaşamsal fonksiyonlar için bir numaralı enerji kaynağı olan karbonhidrat girişinin kısıtlanması, beyin tarafından yaşamı tehdit eden bir durum olarak algılanıyor. Kortizol artınca vücut kötü gün için yağ depolamaya başlıyor, sindirim yavaşlıyor ve halsizlik ortaya çıkıyor. 
  • Tüm dokular, enerji gereksinimlerini karşılamak için karbonhidratı kullanırlar. Özellikle beynimiz enerji için sadece karbonhidratları kullanır . Aksi halde, vücut dokuları kaynak olarak kullanılır.
  • Ağır fiziksel hareketler için karbonhidratların daha elverişli enerji kaynağı olduğu bilinmektedir. Özellikle ağır işte çalışanlar ve profesyonel sporcular, günlük diyetin yarısından fazlasını, hatta bazen yüzde 70’ini karbonhidrat olarak almalıdır.
  • Eğer karbonhidratlar gereğinden daha az miktarlarda alınırsa, vücutta “ketosiz” oluşur, Keton cisimciklerinin açığa çıkması ve ağızda aseton kokusu en önemli göstergedir. 
  • Proteinin enerji için kullanılmasını artar bununla birlikte proteine olan gereksinim artar .
  • Aşırı protein alımı ile karaciğer ve böbrek yorulacağı gibi kemiklerden kalsiyum atımı da hızlanır, yetersiz ve dengesiz beslenme tahıllardan gelen B grubu vitamini eksikliği unutkanlık yorgunluk ve duygu durumu bozukluklarına kadar yol açabilir.

Özet Olarak

Doğru uygulanan düşük karbonhidratlı diyet epilepsi hastalığının hafiflemesinde, tip-2 diyabetli obez bireylerin glikoz ve insülin direncinin azalmasında etkili olduğu ve metabolik sendrom ile ilgili komplikasyonları azalttığı kanıtlanmıştır . Bunun dışında iç organların çevresindeki yağlanmayı azaltmada ve kan trigliserid değerlerini düşürmeye yardımcı olmaktadır . Bu diyetler uzman eşliğinde kişiye özel olarak hazırlanmalı karbonhidrat, protein, yağ, vitamin ve mineraller gibi tüm makro ve mikro besin öğelerini içermeli. Belirli besinlere karşı hassasiyet yoksa özellikle insülin direncini azaltan ve glisemik indeksi düşük mevsim sebze ve meyvelerinin; çavdar ekmeği, tam buğday, yulaf kepeği, kinoa gibi tam tahıl kaynaklarının belirli miktarlarda beslenme programına eklenmelidir . Kilo vermek amacıyla yapılan düşük kalorili diyetler uzun vadede vereceği zararlardan dolayı  kısa vadede yapılmalıdır .

Kaynakça

Ayşe ,B.:Beslenme , Hatiboğlu , Ankara , 2019

Nevin, Ş.: Vakalarla Öğreniyorum :Yetişkin Hastalıklarında Tıbbi Beslenme Tedavisi -1 , Hedef , Ankara , 2020
Gümüşhane University Journal of Health Sciences: 2014

 

Hakkında: Pelin Engin

Üsküdar Üniversitesi beslenme ve diyetetik bölümü 3. sınıf öğrencisiyim .

Buna da bakın

PCOS VE BESLENME

Polikistik Over Sendromu (PKOS) Nedir? İlk önce PCOS nedir? Hangi bireylerde daha sık görülür? Hastalığın …

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.