Günümüzde herkesin aşina olduğu B12 vitamini aynı zamanda enerji vitamini olarak da bilinir.
Komşumuz,
“Şu sıralar çok unutkanım” der
“B12’in eksiktir baktırdın mı? ” der eline ilaç tutuşturur içmesini sağlar o kişiye iyilik yaptığımızı zannederiz. Halbuki ne olduğu belli olmayan bir yola sürükleriz. Bu tabloya şahit olmayan kaç kişiyiz?
Evet, birçoğumuzun bildiği gibi B12 eksikliğinin sebep olduğu:
- Enerji düşüklüğü
- Odaklanma güçlüğü
- Hafıza sorunları
- Motivasyon kaybı
- Ellerde ayaklarda uyuşma
- Kronik yorgunluk
- Tiroid fonksiyon bozuklukları
- Depresif ruh hali gibi klasik klinik bulgulardan bahsetmeyeceğiz. Safrada çamurlaşma olduğunda dahi B12 eksikliği aklımızın bir köşesinde bulunmalı.
B12, vitamin olmanın ötesinde metilasyon çarkının kalbinde yer alır. Metilasyon kabaca CH3 grubunun bir molekülden diğer moleküle aktarılması ve aktarıldığı molekülü aktive etmesi anlamına gelir. Aslında metil grubunu (CH3) bir motorun ateşleme sistemine benzetebiliriz. Metilasyon; DNA yapım ve onarımında, RNA yapım ve onarımında, myelin kılıf üretiminde, T hücre üretiminde, ATP üretiminde, gen ekspresyonunda, fazla histamin detoksifikasyonunda, karnitin yapımında, nörotransmitter metabolizmalarında, serotonini melatonine dönüştürmede rol alır.
Folat (vitamin B9) ve vitamin B12 (kobalamin) metilasyon döngüsünde, kritik öneme sahip iki vitamindir. İlk basamak Folat döngüsüdür. Folat MTHFR(Metilen Tetra Hidro Folat Redüktaz) enzimiyle metillenerek aktif formu olan metil-folata dönüşür. Ve bu döngü metionin döngüsünü de çalıştırır. Homosistein aminoasitinin Metionin aminoasitine dönüştürülmesi metionin döngüsü olarak adlandırılır. Bu döngünün de gerçekleşebilmesi için b12 vitamininin aktifleşmesi gerekir. Özetle folat ve b12 eksikliği kanda homosisteini yükseltir, metilasyonu bozar ve buna bağlı birçok mekanizmayı da etkiler. Özellikle bazı otoimmun hastalıklar, kansızlık (anemi), sinir iletim bozuklukları, kanser, otizm, davranış ve düşünme bozuklarıyla ilerleyen psikiyatrik rahatsızlıklar ile hormon dengesizlikleri metilasyon bozukluğuna bağlı meydana gelebilen hastalıklardan sadece birkaçı olarak göze çarpar. Yani kan sayımında tespit edilen bir makrositer aneminin sadece basit bir vitamin B12 eksiği olmadığı, aslında buzdağının altında önemli metilasyon kusurlarının olabileceği düşünülmeli.
B12 FORMLARI
B12’nin 4 farklı kimyasal formu vardır:
1-Siyanokobalamin
2-Hidroksikobalamin
3-Metilkobalamin
4-Adenozilkobalamin
Bizler tüm bu formları B12 vitamini olarak adlandırsak da vücudumuzda bu farklı formların kullanılabilir hale dönüşebilmesi için farklı biyokimyasal yolaklar kullanılır.
Metilkobalamin ve adenozilkobalamin vücudumuzun aktif olarak kullandığı formlardır.
En sık reçete ettiğimiz eczane raflarımızda yerini alan B12’lerin tamamına yakını Siyanokobalamindir. Siyanid eklenerek oluşturulmuş sentetik formdur. Raf ömrü uzundur.Çok sık tercih edilmesine rağmen aktif forma dönüşmesi kolay değildir, vücuda yabancıdır ve siyanid yükü oluşturabilir. Vücudumuz doğrudan kullanamaz, siyanid parçasının glutatyon desteği ile uzaklaştırılması ve metillenmesiyle metilkobalamine ve ya ATP aracılığıyla adenozilkobalamine dönüştürülmesi gerekir.
Hidroksikobalamin aktif form değildir ama vücudumuz için doğaldır. Ve siyanokobalamine oranla biyoyararlanımı daha yüksektir çünkü aktif forma dönüşümü daha kolaydır.
Metilkobalamin, homosisteinden metionin oluşumu sağlayan metionin sentaz enziminin sağlıklı çalışmasına katkıda bulunur. Eksikliğini göstermek için homosistein yüksekliğine bakmak daha doğrudur. Kan B12 düzeyi bize total B12 düzeylerini gösterir aktif formların fonksiyonel yetersizliği göstermez.
Adenozilkobalamin, mitokondrinin B12’sidir. Metilmalonik CoA’dan suksinil CoA oluşumunu sağlayarak ATP oluşumunu destekleyen metilmalonil CoA enzimini aktive eder. SSS’de myelin kılıf oluşumunda da görevlidir.
Özetle; B12 eksikliği zannedilenin aksine oldukça önemli bir vitamin eksikliğidir hayati önem arz eder. Eksikliğini belirlemek için kanda B12 bakmak yeterli değildir. Ki zaten b12 eksikliğine bakışımız sayısal verilerin ötesinde olmalıdır. Özellikle metilkobalamin takviyesi doktor gözetiminde olmalıdır. Metilfolat , Mg yeterli mi? Metilasyon çarkı sağlıklı dönüyor mu? İnflamasyon var mı? Homosistein düzeyleri yüksek mi? Barsaklarda herhangi bir emilim problemi var mı? Gibi soruların cevaplarına göre bütüncül bir bakışla tedavi seçeneği tercih edilmeli.
Bedene şefkat, hücrenin ihtiyaçlarını doğru anlamak ve karşılamakla başlar.