Hangi soruya cevap arıyorsun?
Çocukluk çağı diyabeti, genetik yatkınlıkla, otoimmün mekanizmalarla ve çevresel faktörlerle (viral enfeksiyonlar, stres gibi) ilişkilidir. Sıklıkla puberte döneminde (genellikle kızlarda 10-12, erkeklerde 12-14 yaşlarında) ortaya çıkar. Hastalığın immünolojik belirleyicileri tanı konmadan ve insüline bağımlılık gelişmeden önce saptanabilmektedir.
Tip 1 Diyabetli çocuklarda İnsülin salgılayan hücreler (pankreas adacık beta hücreleri) yavaş yavaş harabiyete uğrar. İnsülinin karbonhidrat protein ve yağ metabolizmasındaki rolü sınırlanır. Geçirilen viral enfeksiyon ya da başka bir toksik etki ile immün sistemde beta hücrelerine karşı antikor yanıtı gelişir. Semptomları ani başlar. Açlık hissi susama, kilo kaybı, halsizlik, yorgunluk, davranış değişiklikleri, huysuzluk, poliüri (fazla miktarda idrar yapma) ve sıkılıkla yatağı ıslatma gibi belirtiler görülür.
Eğer hastalık erken dönemde tanılanmazsa diyabet ketoasidozu (DKA- yağ katabolizması) sonucu iştahsızlık, bulantı ve kusma, karın ağrısı (keton pozitiftir), ağızda ekşi elma kokusu, derin soluk alma ve verme, hava açlığı ve tedavi edilmezse koma, ölüm görülür. Puberte, adolesan ve genç erişkinlerde diyabetin 10-20. yıllarında diyabetik retinopati ve erken nefropati gelişebilir. Küçük damar bozuklukları retinada değişiklikler yapar. Büyük damarlardaki değişiklikler ise kalp sorunları için risk oluşturur.
Çocuklarda diyabet belirtileri nelerdir?
Sürekli susama hissi/ağız kuruluğu, çok su içme ve suya doyamama, çok ve sık idrar yapma, sınıfta sık tuvalete gitme, gece idrara çıkma, yatağını ıslatma, iştah artması (küçük çocuklarda görülmeyebilir), çok yemesine rağmen kilo kaybı, kolay yorulma, halsizlik, bitkinlik, okula devamda aksamalar, derslerde başarısızlık, karın ağrısı, nefeste koku olması başlıca belirtilerdir. Bu şikayetlerden şüphelenerek uzmana başvurulduğunda kan şekeri yüksekliği saptanıp diyabet tanısı konulur. Ancak tanı gecikirse diyabetik ketoasidoz ve diyabet(şeker) koması gelişebilir.
Çocuklarda diyabetin tedavisi nasıl yapılır? Diyabetin komplikasyonları nelerdir?
Tip 1 diyabette temel tedavi ömür boyu süren insülin tedavisidir. Teknolojik gelişmelerle insülin uygulanması ve kan şekeri ölçümünü kolaylaştıran cihazlar üretilmiştir (insülin pompası, i-port, sensörlü kan şekeri ölçüm cihazları..vs). Tip 2 diyabet tedavisinde ilaçlar, ya da insülin artı ilaç tedavileri kullanılmaktadır. Her iki tipte de beslenme planı, egzersiz, yaşam tarzı değişiklikleri gerekmektedir. İyi kontrol edilmeyen uzun süreli diyabet başlıca böbrek, göz, sinir sistemi üzerinde olumsuz yan etkiler ve hastalıklar oluşturur
Önemli Noktalar
- Diyabetli çocukların bakımında amaç diyabetin kronik gidişini yönetmek ve komplikasyonları önlemektir.
- Diyabetli çocuk yaşam boyu insülin alır. Çocuğa ve aileye insülin yönetimini öğretmek hemşirenin en önemli sorumluluğudur.
- Diyabetli çocuğun yaşam biçimi, günlük yemek planı, insülin dozu ayarlamaları, aktivite düzeyi ve diğer sağlık durumları ile uyum sağlamak üzerine temellenir.
- Hemşireler diyabetli çocuk ve ailesine sadece diyabetle başetmeyi öğretmekle kalmaz aynı zamanda rol modeli olur.
- Diyabetli çocuk ve ailesinin tıbbi olduğu kadar sosyal ve ekonomik desteğe gereksinimi vardır.
Çocuk ve Ailelere İnsülin Doz Ayarlamaları Konusunda Öneriler
Geçmişte belirli bir insülin dozu reçete edilirdi ve aileler bu dozu değiştirmeden uygulardı. Günümüzde çocuk ve ailesi insülin uygulama protokolü doğrultusunda farklı doz ayarlamaları yapacak şekilde eğitilmektedirler. Bir defada 1-2 üniteden fazla değişiklik yapılmaz. Günde iki doz karışım insülin kullanılıyorsa, doz değişikliği yapmadan önce en az 3-5 gün beklenir.
- Kan şekeri sabah kahvaltıdan sonra yükseliyorsa, kahvaltı öncesi yapılan kısa etkili insülin dozu arttırılır. Kısa etkili insülin yapıldıktan 3-4 saat sonra en yüksek etkiye ulaşır. Bu, kahvaltıdan önce insülin alan çocuğun sabah 10-12 saatleri arasında kan şekerinin düşeceğine (hipoglisemi) işaret eder. Orta etkili insülinin en yüksek etkisi 8-14 saatleri arasındadır. Bu, ö¤leden sonra-akşam yemeği öncesi hipoglisemi yönünden dikkat edilecek zamana işaret eder. Tip 1 Diyabet tedavisinde insülin dozu çocuğun aktivite düzeyine, tüketilen yiyecek miktarına ve enjeksiyon zamanına bağlıdır.
- Kan şekeri akşam yemeğinden önce yüksek ise, sabah yapılan orta etkili insülin dozu arttırılır.
- Kan şekeri akşam yemeğinden sonra yüksek ise, akşam yemekten önce yapılan kısa etkili insülin dozu arttırılır.
- Kan şekeri sabah yüksek ise, akşam veya gece yapılan orta etkili insülin dozu arttırılır. Yatarken kan şekeri düzeyi 110mgl/dl’- den daha düşük ise gece hipoglisemi riskini arttırır. Bu nedenle geceye daha yüksek kan şekeri düzeyi ile girmek güvenlidir. Gece insülin dozu, kan şekeri saat 02-03’te 120 mg/dl olacak şekilde ayarlanır. Gece yapılan orta etkili insülin mümkün olduğu kadar geç yapılır. Gece saat 22.00 insülin yapmak için uygundur. Kahvaltı öncesi insülin dozu gün içindeki en yüksek dozdur. Çünkü kahvaltı diğer öğünlere göre daha fazla karbonhidrat içerir. Yemekten sonraki birkaç saat içinde spor yapılacaksa, her zamankinden biraz daha fazla yemeli veya insülin 1-2 ünite az yapılmalıdır. İnsülin enjeksiyonu ile öğün zamanı arasında geçen süre çok önemlidir. Eğer çocuğun öğünden önceki kan şekeri yüksekse bu süre uzatılarak hipergliseminin önlenmesine yardımcı olunur. Aynı şekilde kan şekeri öğünden önceki testte düşük ise bu süre kısa tutularak hipoglisemi önlenir. Diyabetli çocuk eğer fazla miktarda besin alacağı özel bir yemek davetine gidecekse, öğünden önceki kısa etkili insülin dozu arttırılabilir.
Yazar: Özge Tokcael
Kaynakça:
American Diabetes Associations. İnsulin Administration. Diabetes Care,1998; 1(22):583.
Aydın A, Bilginturan N. Akut komplikasyonlar. Ed: T. Teziç, Çocukluk ve Adölesan Çağı Diyabeti, Birikim Matb.Ltd. , Ankara, 1997, s.35.
Cassandra KA, Opperman CS. Contemporary Pediatric Nursing. Mosby Co., Toronto 1998, p.410-415.
Hatun Ş. Çocukluk çağı diyabeti. Her Yönüyle Diabetes Mellitus Ed. M.Yenigün, Y. Altuntaş. Nobel Tıp Kitabevi, İstanbul 2001, s.173-213.
Hatun Ş, Teziç T. Diyabetli Çocuğu Büyütmek. Ulusal Diyabet Programı, Çocuk ve Adölesan Çağı Diyabeti Grubu, Novo Nordisk, 1996.
ISPAD. IDF-WHO Consensus Guidelines: Concensus guidelines for the manage- ment of insulin dependent (type 1) Diabetes Mellitus (IDDM) in Childhood and Adolescense. Freund Dus. House Ltd, England, 1995.
International Diabetes Center. Aşamalı Diyabet Tedavisi, Çeviri: A. Ömer, Bileşim matb., İstanbul, 1998.
Neyzi O, Günöz H, Saka N, Darendeliler F, Bundak R. Geç komplikasyonlar. Ed: T.Teziç, Çocukluk ve Adölesan Çağı Diyabeti, Birikim Matb.Ltd. , Ankara, 1997, s.62-70.
Pillitteri A. Child Health Nursing Care of the Child and Family, Lippincott Co.,Philadelphia 1999, p.840-850.
Schwartz MN. Clinical Handbook of Pediatrics , Second Ed., Williams &Wilkens Co, Baltimore 1999.
Toparlak D. Diyabetik çocuklara psikolojik yaklaşım. Marmara Diyabet Grubu Bülteni, 2001; 1(2):10.
Uluslararası Diyabet Federasyonu, Avrupa Diyabet Stratejileri Belirleme Grubu. Tip 1 Diabetes Mellitus Masaüstü Rehberi, Ed. MT. Yılmaz ve ark, Gri Tasarım,İstanbul, 1999
Whetsell MV, Coffin DA, Lizarab LM. et al. Pediatric Nursing. Mc Graw- Hill. Nursing Care Series, New York , St Louis , Tokyo, 2000, p.461.
Kim CS (1997). Diabetes mellitus, Ed: M William S, Çev: A Şirin, Klinik Pediatri El Kitabı, Turgut Yayıncılık, İstanbul, 229234.
Erdoğan S (2002). Çocukluk çağında diyabet, Ed: S Erdoğan, Diyabet Hemşireliği, Nobel Tıp Kitapevi, İstanbul, 81-96.