Başlangıç / Anne & Çocuk / Ek Gıdaya Geçişte “BLW” Yöntemi

Ek Gıdaya Geçişte “BLW” Yöntemi

Ek gıdaya geçişte blw yöntemi nedir?

    Bebeklikte doğru beslenme, ilk altı ay tek başına anne sütü ve altı ay civarında başlanacak olan, miktar ve besinsel olarak yeterli ve güvenli tamamlayıcı beslenme ile birlikte iki yıla kadar devam ettirilebilecek anne sütü beslenmesidir.

    Tamamlayıcı beslenme, tek başına anne sütünün artık yetmediği dönemde besinsel gereksinmeleri karşılamak için anne sütü ile birlikte anne sütü dışındaki gıdaların verilmesidir. Bebek sütleri (formüla) ek besin tanımı içine girmez. Anne sütü ile beslenme iki yaş ötesine uzayabilse de tamamlayıcı beslenme dönemi 6-23 ay arasındaki dönem olarak kabul edilir.

BLW NEDİR?

    İngiltere’de Dr. Gill Rapley’in 2000’li yıllarda başlatmış olduğu ‘Baby led weaning’- ‘Bırakın çocuklar kendi beslensin’ yaklaşımı mama sandalyesinde oturabilen, besinleri tutabilen ve çiğnemek için besinleri ağzına götürebilen çocuklarda, püreyle beslenmek yerine çocuğun kendisinin seçebileceği “finger foods” denilen, parmaklarıyla kavrayabilecekleri besinlerle beslenmesini öneren ve son dönemlerde tartışılan alternatif bir beslenme şeklidir.

    Bu şekilde bebekler kendileri, istedikleri miktarda, istedikleri yiyecekleri tüketirken, Rapley ailelere kaşıkla ağzına beslemeyi önermemektedir.

    BLW (İngilizce açılımı Baby Led Weaning) Bebek Önderliğinde Ek Gıdaya Geçiş ya da Ek Gıdaya Geçişi Bebeği Yönetmesi şeklinde tanımlanabilir. BLW, bebeğin ek gıdayla tanışmasıyla başlayan, kendi kendine yemeyi öğrenmesini ve kademeli olarak sütten kesilmesini sağlayan süreçtir. Bebeğin kendi kendine çiğneme becerisi, el becerisi, el-göz koordinasyonunu geliştirir. Önüne sunulan sağlıklı yiyecekleri, keşfeder ve ihtiyacı kadar olanı yer.

BLW NE DEĞİLDİR?

    BLW iştahsız olan bebeğinizin iştahını açan bir yöntem değildir. Kilo almayan bebeğinizin kilo almasını sağlayan bir yöntem değildir. BLW yeni bir yöntem de değildir. Öncelikle bebeğin kendi kendine beslenmesidir.

KAŞIKLA BESLEMEYLE NE FARKI VAR?

    Kaşıkla beslemek kötü bir şey değildir. Ancak bebeğin yediği şeyi keşfetmesini engeller. Püre ya da lapa halindeki yiyecekleri çiğnemeden yutmayı öğrenir. Bu da ileride pütürlü gıdalara geçişi zorlaştırır. Buna karşılık bebeklere kendi kendine yeme şansı verilirse, katı ve büyük parçalı şeyleri yemeyi daha çabuk öğrenirler. Kaşıkla yediklerinde ise, hızlı yemek yerler, normal yiyeceklerinden daha fazla yerler. Buna bağlı olarak asıl besin kaynağı olan anne sütü ya da formül mama alımı azalır.

BLW YÖNTEMİNİN TEMEL PRENSİPLERİ

  • Bebeğin esas gıdası hala anne sütü yokluğunda formül mamadır. Tanıştırılan gıdalar anne sütünün veya formül mamanın yerini almaz. Bebek, her istediğinde ve istediği kadar anne sütü/mama almaya devam eder ve kendi istediği zaman anne sütü/mamayı azaltmaya başlar.
  • Bebek, ailenin geri kalanıyla birlikte masaya oturur ve hazır olduğunda yemeye başlar.
  • İlgilenmeye başlar başlamaz yemeği keşfetmesi için cesaretlendirilir. Bunun için, bebek elleriyle yemeği alır-oynar-atar-sıkıştırır-ezer-düşürür-ağzına götürür-bakar, ancak ilk başta yemesi yememesi önemli değildir.
  • Yemek, püre kıvamında verilmez. Bebeğin tutabileceği boyda (finger food) ve şekilde hazırlanıp sunulur.
  • Bebek kaşıkla beslenmez. Hazırlanmış olan yiyecekler bebeğe sunulur ve bebek kendisi yer.
  • Neyi, ne kadar yiyeceğine bebek karar verir.
BLW, BEBEKLERE VE ÇOCUKLARA NELER KAZANDIRIYOR?
  • BLW yöntemi ile ek gıdaya geçen ve kendi başlarına beslenebilen bebeklerin beden farkındalıkları, göz-el koordinasyonu ve ince kasların motor becerileri erken gelişir.
  • Altıncı ayını doldurmuş bir bebek eline aldığı her şeyi ağzına götürerek tanımaya çalışır.
  • Bu içgüdüsü ek gıdaya geçerken de kendi kendine yemeye başlamasına yardımcı olur. Besinleri uzanarak eline alır, elden ele geçirerek inceler ve ağzına götürür.
  • Dokuz ay civarı işaret ve başparmağını kullanarak daha minik parçaları eliyle almayı öğrenir. Becerileri arttıkça, anne babasını da aynalayarak (modelleyerek, taklit ederek) çatal ve sonrasında kaşık kullanımına geçerler.
  • Bebekler üç yaşına kadar daha çok beş duyuya hitap eden uyaranlar ile daha çabuk öğrenirler. Dokunmak bu duyuların en önemlileri arasında yer alır.
  • Bebekler dokunarak çevrelerini hisseder ve farkına varırlar. Dokunmaya eşlik eden koklama ve tat alma, görme ve işitsel uyarılar öğrenmeyi pekiştirir.
  • BLW ile ek gıdaya geçen ve kendi başına yemek yiyebilen bebeklerde beş duyu aktif olarak çalışır ve tat alma duyusu koklama ve dokunmayla pekişir.
  • Görerek modellemek ve yediği yiyecekler hakkında sohbet etmek (ör: kırmızı elma, sarı armut vb) de gelişimi besleyen yaklaşımlardır.
  • Belirli sınırlar içerisinde özgür bırakılan ve yemeğe zorlanmayan bebeklerin gelişimi ve benlik algısı her zaman gözle görülür şekilde yüksektir.
  • Deneme ve yanılmaktan korkmazlar, oynayarak öğrenirler ve genelde yaratıcılıkları yüksek çocuklar olurlar.
  • Henüz 6 aylıkken kendi başına yemek yemeyi öğrenmiş, zorlanmamış, kısıtlanmamış bebeklerin; ileride çocukluk, ergenlik ve yetişkinlik dönemlerinde de daha çabuk bağımsızlık kazandığı, kendi işlerini kendileri yapmayı öğrendikleri, problem çözme yeteneklerinin geliştiği ve özgüvenlerinin yüksek olduğu gözlemlenmektedir.
YAPILAN ÇALIŞMALAR
  • 2004 yılında  The American Dietetic Association’da yayınlanan Developmental Milestones and Self-Feeding Behaviors in Infants and Toddlers adlı çalışmada 4 aydan 24 aya kadar çocuklar izlenmiştir. Kendi kendini besleyen bebeklerin (7-14 ay arasında), kendi kendini beslemeyenlere oranla daha fazla enerji verici ve besleyici yiyecek yediği tespit edilmiştir. Bebekler aynı zamanda kalori, protein, karbonhidrat, yağ, çinko, magnezyum, folik asit, vitamin B6, B1 ve B3 alımı açısından karşılaştırılmış ve bu değerler kendi kendini besleyenlerde daha yüksek çıkmıştır.
  • Bu beslenme biçiminin bebek sağlığı üzerine etkileri konusunda araştırmalar henüz çok yeni ve az sayıda olup, araştırma grubunu genelde sosyoekonomik düzeyi yüksek anneler oluşturmaktadır. Araştırma sonucunda annelerde beslemeye bağlı oluşan anksiyetenin azaldığı, klasik şekilde beslenen bebeklere göre daha sağlıklı besinlerle beslendikleri ve yine bu grupta anne sütü alma süresinin klasik beslenenlere göre daha uzun olduğu görülmektedir.  Ancak bu konu hakkında daha geniş kapsamlı araştırmalara gereksinim vardır (Devecioğlu ve Gökçay, 2012).
  • Bebeğin boğulma ve öğürme konusunda tamamlayıcı beslenmeye BLW yaklaşımının etkisini belirlemek üzerine yapılan bir çalışmada, BLW veya klasik yöntemle beslenen 206 sağlıklı bebekte boğulma ve tıkanma sıklıkları anket yöntemiyle (6, 7, 8, 9, 12. aylarda) toplanmış; üç günlük tartılmış diyet kayıtları değerlendirilerek, boğulma riskini gösteren gıdalara maruz kalma oranı ölçülmüştür. Bebeklerin yaklaşık % 35’inde en az bir kez 6-8. aylarda boğulma gözlenmiş ve boğulma olaylarının sayısında önemli bir grup farklılığı bulunmamıştır (Fangupo et al., 2016).
  • Yapılan başka bir çalışmada, 92 bebek liderliğinde besleme (BLW) grubu, 63 kaşıkla besleme grubu üzerine bir çalışma yürütülmüştür. Çalışmanın sonuçlarına göre, BLW grubundaki bebeklerin düşük kilolu olma insidansı ve kaşıkla beslenen gruptaki bebeklerin obezite insidansının artış gösterdiği bildirilmiştir. Yemek seçme konusunda iki grup arasında fark bulunmamıştır (Townsend and Pitchford, 2012).
SONUÇ VE ÖNERİLER

    Bebeklik döneminde yeterli ve dengeli beslenme sağlık, büyüme ve gelişme esastır.  Sağlıklı bir tamamlayıcı beslenme uygulamasında öncelikle beş şartın yerine getirilmesi gereklidir:

1. Zamanında, 2. Kaliteli, 3. Yeterli, 4. Güvenli, 5. Keyifli beslenme

    Altıncı ayından sonra birçok bebek yiyeceklere kendi elleri ile dokunmak, ağızlarına sokup, çıkarmak ister. Çocuk gelişiminin normal bir parçası olan bu hareketlere izin verilmesi, bebeklerin el ve ağız hareketlerinin olgunlaşmasına yardım eder.

    Daha sonra bebekler kaşık ve çatalı daha kolay tutarlar. Buna karşılık bebekler özellikle besini reddettiği halde kaşıkla beslenmeye zorlanırsa, yemek yeme bir inatlaşma konusu olur ve bebek beslenme gelişiminde zorluk yaşar. Ayrıca tamamlayıcı beslenmeye geçişte bebeğe gereğinde fazla ek gıda verilirse bebek anne sütü ya da formula(mama) alımını azaltabilir. Esas olan bebeğin ihtiyaçlarını göz önünde bulundurmaktır.

    Unutulmamalıdır ki ek gıdaya geçişte ilk zamanlar önemli olan bebeği beslemek değil, bebeği besinlerle tanıştırmaktır. Bebeğe besinleri keşfetmesi için fırsat verilmelidir. BLW yöntemi özellikle bebeğin besinlerin tadını, kokusu, dokusunu, rengini, şeklini keşfetmesi açısından doğru bir yöntem gibi gözükse de, bebeğin beslenmesi açısından “ek gıdaya geçiş” tamamen bebeğe bırakılmamalıdır. Ebeveyn gözleminde bebek besinlerle tanıştırılırken yeterli miktarda enerji ve besin öğelerini alması konusunda bebek izlenmelidir.

Müberra Çil

Kaynakça:

Devecioğlu, E. ve G. Gökçay, Tamamlayıcı Beslenme. Çocuk Dergisi, 2012. 12(4): p. 159-163.

Fangupo, L.J., et al., A Baby-Led Approach to Eating Solids and Risk of Choking. Pediatrics, 2016. 138(4).

Gökçay, G. ve Garipağaoğlu, M. Çocukluk ve Ergenlik Döneminde Beslenme . İstanbul: Saga Yayıncılık, 2012.

Selimoğlu, M.A. “Sağlıkta ve Hastalıkta Çocuk Beslenmesi”,  Akademi Yayınları, İstanbul: 2014.

Townsend, E. and N.J. Pitchford, Baby knows best? The impact of weaning style on food preferences and body mass index in early childhood in a case-controlled sample. BMJ Open, 2012. 2(1): p. e000298.

 

Hakkında: besinler

Amacımız sizlere beslenme ile alakalı en doğru ve en güncel bilgileri aktarmak. Bu yolda emek veren tüm yazarlarımıza sizler adına sonsuz teşekkürlerimizi sunuyoruz. Bizleri sosyal medyada takip etmeyi unutmayın.

Buna da bakın

Besin Reklamlarının Beslenme Tercihleri Üzerine Etkileri

Çocukluk çağı obezitesi sıklığı git gide artan bir sağlık sorunudur. Yaygınlaşan teknoloji kullanımı da obezitenin artmasında önemli etkilere sahip bir faktördür.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.