Bağırsak mikrobiyotası beyin ve bağırsak arasında karşılıklı bir ilişki oluşturarak insan sağlığı üzerinde temel ve önemli bir rol oynar.Sağlıklı bir mikrobiyota oluşumuna beslenme,probiyotikler ve prebiyotikler gibi faktörler etki eder.
Sağlığımız, davranışlarımız ve ruh halimiz sadece ne yediğimize veya ne yaptığımıza (yaşam tarzı davranışları) değil, aynı zamanda neye konak olduğumuza da bağlıdır.İnsanlar ve hayvanlar üzerinde yapılan klinik çalışmalarda probiyotik bakterilerinin antidepresan etkiye sebep olduğu gözlemlenmiştir.Bu da psikobiyotik denen kavramı gündeme getirir.Literatürde ruhsal hastalıklarda sağlığa yararlı olduğu düşünülen probiyotiklere psikobiyotik denilmektedir.
Nasıl ortaya çıktı ?
“Psikobiyotik” fikrini ortaya atan psikiyatrist Ted Dinan, Mayıs 2000’de Walkerton Kanada’da meydana gelen bir trajediden etkilendi. Oluşan seller küçük kasabalardaki su kaynaklarının iki tehlikeli bakteriyle dolmasını sağladı: Koli basili ve Kampilobakter. “Kasabaların nüfuslarının neredeyse yarısı hastalandı ve bir avuç insan öldü. Bir çok yerleşkede hastalık kısa süre yaşadı, ortalama 10 gün” diyor Dinan.
Fakat yıllar sonra, Walkerton’da yaşayan insanların sağlığını takip eden bilim insanları şaşırtıcı birşeyi farketti: Walkerton’daki depresyon oranı açık ve önemli bir şekilde artmıştı. Bu durum enfeksiyonun depresyona neden olduğu şüphesini doğurdu. “Frengi ve büyükbaş hayvan bağlantılı bruselloz gibi diğer kötü şöhretli bakteriler de depresyon ile ilişkilendirildi.” Bunun, zihinsel sağlığa zarar veren, ayarı bozulmuş bir mikrobiyomla ilişkili bir durum olduğundan şüphelenildi. Bu da aslında mikrobiyota-gut-beyin ekseni ile ruh hali ve davranış arasında önemli bir ilişki olduğunu bize bir kez daha kanıtladı.
L. Steenbergen ve arkadaşlarının 2015 yılında yaptığı çalışmaya göre ; 20 sağlıklı katılımcı mevcut ruh durum bozukluğu olmadan 4 hafta boyunca probiyotik supplement kullandı aynı zamanda 20 kişilik kontrol grubu katılımcılarıda aynı periyotta inaktif plasebo aldı. Müdahale öncesi ve sonrası değerlendirmede, depresif duyarlılık ölçeği gözden geçirilmiş Leiden in
deksi kullanılarak hüzünlü ruh hali bilişsel reaktivitesi değerlendirildi. Plasebo müdahale almış katılımcılara göre, 4 haftalık probiyotik müdahalesi almış katılımcıların büyük oranda daha az agresif davranış gösterdiği gözlemlendi.Bu sonuçlar probiyotik alımının hüzünlü ruh hali ile ilişkili olumsuz düşünceleri azaltmada yardımcı olunabileceğinin ilk kanıtıdır.Bu çalışma alınan probiyotik takviyelerinin depresyon tedavisi için potansiyel bir önleyici olduğunun göstergesidir.
Ne Yapmalı ?
Modern yaşam tarzı,antibiyotik kullanımı,dezenfektan kullanımı,kentleşme gibi faktörler yüzünden eski dostlarımız olan bakterilere küstük. Ve böylece alerijik ve immün sistem hastalıkları arttı.Peki vücudumuzdaki bu dost bakterileri arttırmak için ne yapmalı? Bunu yapmanın en kolay yollarından biri de probiyotik ve prebiyotik gıda tüketimini arttırmak.
Probiyotiklerin besinsel kaynakları ;
• Yoğurt
• Peynir
• Turşu
• Bira
• Şarap
• Kımız
• Kefir
• Ekmek
Prebiyotiklerin besinsel kaynakları;
• Kurubaklagiller
• Buğday
• Muz
• Soğan
• Sarımsak
• Kuşkonmaz
• Yerelması
• Pırasa
• Hindiba
• Bezelye