Kahve, bir ağacın meyvesinin çekirdeğidir. Sudan sonra dünya çapında lider bir içecek olan kahvenin sağlığa etkileri merak konusu olmuştur. Sosyal katılım, eğlence, iş performansının ve refahın arttırılması için kahvenin dünya çapında kullanımı yaygın olarak kabul edilmektedir. Tüketilen miktarlara bağlı olarak bazı minerallerin (K, Mg, Mn, Cr), niasin ve antioksidan maddelerin alımını etkileyebilir. Epidemiyolojik ve deneysel çalışmalar, düzenli kahve içmenin, psikoaktif tepkiler (uyanıklık, ruh hali değişikliği), nörolojik (bebek hiperaktivitesi, Alzheimer ve Parkinson hastalıkları) ve metabolik bozukluklar (diyabet, safra kesesi taşları, karaciğer sirozu) gibi sağlık üzerindeki çeşitli yönleri üzerinde olumlu etkileri olduğunu göstermiştir.
Son 10 yılda, Gıda Düzenleme Yetkilileri, bir oturuşta 200 mg (yaklaşık 2½ fincan kahve) veya günde 400 mg (yaklaşık 5 fincan kahve) tüketildiğinde kahve/kafein tüketiminin zararlı olmadığı sonucuna varmışlardır. Ek olarak, kafeinin beyinde birçok olumlu etkisi vardır. Dikkat ve refahı artırabilir, konsantrasyona yardımcı olabilir, ruh halini iyileştirebilir ve depresyonu sınırlayabilir. Hassas kişilerde kaygı, uyku bozukluğu yaratabilir. Kafein, düzenli analjezik ilaçların baş ağrısı ve migren üzerindeki etkisini kuvvetlendirebilir. Yaşam boyu kahve/kafein tüketimi, bilişsel düşüşün önlenmesi ve inme, Parkinson hastalığı ve Alzheimer hastalığı gelişme riskinin azalması ile ilişkilendirilmiştir. Tüketimi nöbet oluşumunu etkilemiyor gibi görünüyor. Bu nedenle, günlük kahve ve kafein alımı, sağlıklı ve dengeli bir diyetin bir parçası olabilir.Yaşlı insanlardaki tüketiminin durdurulması gerekmez.
Kafeinin, enerji harcanmasını artırarak ve enerji alınmasını azaltarak enerji dengesini etkilediği bulunmuştur. Kafein, termojenez, yağ oksidasyonu ve enerji alımı ile ağırlık korumasını arttırır. Kafein, çoğu sporcunun diyetinde yaygın bir maddedir. Kafein doğrudan maksimum oksijen kapasitesini arttırmaz, ancak sporcunun daha yüksek bir güç çıkışında ve / veya daha uzun süre egzersiz yapmasına izin verebilir. Egzersiz öncesi kafein alımının dehidratasyon, iyon dengesizliği veya diğer olumsuz etkilere yol açtığına dair kanıt yoktur.
Kafein, kilo kaybını kolaylaştırdığı iddiaları ile diyet takviyelerine sıklıkla eklenir. Journal Academy of Nutrition and Dietetics 2018’de yapığı çalışmaya göre kafeinin enerji alımı üzerinde zayıf, geçici etkilere sahip olduğunu ve etkili bir iştah kesici olarak desteklenmediği görülmüştür.
Food Function’un 2017’de yaptığı bir derlemede; günde üç bardağa kadar erişkinlerde kahve tüketiminin Tip 2 diyabet ve metabolik sendrom riskini azalttığı bildirilmektedir.
Yine kahvenin depresyonu tetikleyip tetiklemediği merak konusu olmuştur.Kore nüfusunda yapılan araştırmalarda kahvenin depresyon üzerinde koruyucu etkisi olduğunu gösterir.
Bazı araştırmalar kahvenin demir emilimine olumsuz etkisi olduğunu vurgulamıştır.Kahvenin yemekten 1 saat önce tüketilmesi durumunda demir emiliminde herhangi bir azalma meydana gelmemektedir.
Kaynakça:
British Journal of Nutrition Volume 93, Issue 6 June 2005 , pp. 773-782
The American Journal of Clinical Nutrition, Volume 37, Issue 3, March 1983, Pages 416–420
European Journal of Clinical Nutrition volume 69, pages 501–504 (2015)
